3 Mart 2015 Salı

KBB EFEMERASI (10) dr. haydar ibrahimin hobileri


Dr. Haydar İbrahim Aydar'ın ressam Albert Mille tarafından yapılan
38X55 yağlı boya portresi

Dr. Haydar İbrahim Aydar, nüfusta İstanbul Üsküdar, Selimiye Hamam sok., hane 4, cilt 7, sahife 159'da kayıtlı olup, 1881 doğumludur. Babası İbrahim Rüştü Bey, annesi 1941 tarihinde ölen Refika Hanımdır. Belkız adında kendinden evvel ölen bir kız kardeşi vardı. Çocuğu yoktur. 27 Nisan 1954 tarihinde “Hükümet caddesi  No. 25  Kartal, İstanbul”  olan son ikametgâhında, kalp krizi neticesi vefat etmiştir. Mezarı, Yakacık mezarlığındadır.
Kendisi Askeri kökenli bir doktor olup, Üsküdar, Selimiye, Hamam sok. No 4'te ikamet ederdi ve “Selimiyeli Haydar ” lâkabı ile tanınırdı. Uzun süre bu ikametgâhını kullanmış olan Haydar Bey, bu esnada Haydarpaşa Numune Hastanesinde K.B.B servisi şefliği ve son zamanlarında da Hastane Başhekim Muavinliği yapmıştır. Bir ara Kuruçeşme eski kömür depolarına yakın, yine kendi evi olan, bir sahil evinde (Kuruçeşme caddesi, Kayık iskelesi 77)de oturmuş, daha sonra tekrar Selimiye’deki evine geçmiştir. Kendisinin şahsi muayenehanesi Beyoğlu Tünelde, Narmanlı Han No.1'de idi (K.B.B Cemiyetinin kuruluş çalışmaları da burada başlamıştır). Zamanının isim yapmış iyi Doktorlarından olduğu malûm olup, hastası olan kişilerden biri de Osmanlı Sarayına, 2. Abdülmecit  tarafından Fransa’dan getirtilen oymacılığı ile meşhur, İstanbul doğumlu ressam “Albert Mille” dir. Tedavisinden memnun kalan Mille ile aralarında bir dostluk oluşur ve ressam Mille, Haydar Bey’e kendisinin resim sanatına olan ilgisinden dolayı ona bir yağlı boya portresini ve birkaç tablo ile birlikte oyma bir koltuk takımını, Sarayda yaparak hediye eder. Bunlar 1989 Yılının Nisan ayında Altınyıldız Şirketler grubu tarafından açılan “Albert Mille” sergisinde sergilenmiş idi. Yağlı boya portesi bendedir. Hatta resme merakının olduğunu şöyle  öğrenmiş bulunuyorum. Kendisinden verasetsen intikal eden tabloların onarımını yapan Pof.  Fethi Kayaalp’in Atölyesine gelen Heykeltıraş Prof. Zühtü Müridoğlu,  Prof. Kayaalp’e  “Haydar Bey’i tanıdığını ve hep, Akademinin, zamanındaki son sınıf talebelerinin, onlara maddi yardım olması gayesi ile Dr. Haydar Bey’in tablolarını satın aldığını” söylemiştir. Yaklaşık koleksiyonundaki 40 kadar tablo tanınmış ressamlara aitti. (Bunların isim ve bir kısmının fotoğraflarını, elimde olmamasına rağmen, ekte ikisinin fotoğrafını göreceksiniz) Koleksiyonunun diğer sanatçıları, kayıtlarıma göre Feyhaman Duran (Nü), Hikmet Onat, Sami Yetik, Saim Özeren’in (Boğaz ve Balıkçı), Cevat Dereli, Hasan Rıza (atlar), Şeref Akdik (Çınarlı Mezar), İbrahim Çallı (Adada Şemsiyeli Hanımlar) gibi birçok sanatçılar vardı. Dr. Haydar İbrahim Aydar, Haydarpaşa Numune Hastanesindeki görevi sırasında yurt dışı kongrelere katıldığı hususu bana eşi tarafından da aktarılmıştır.  Mizaç olarak kendisi çok titiz bir insan olup, gömleklerini dışarıda kolalattıran, iç çamaşırına özel itina gösteren bir kişi idi. Eniştem Haydar Bey’in resim dışındaki hobilerine gelince, bir ara balığa merak sarmış, bir ara kuş beslemiş, bir ara da yazlık gibi kullandığı Yakacık’taki evinin bahçesinde kümes hayvanları ile uğraşmıştır.  Ayrıca, size gönderdiğim mektupta bahsetmeyi unuttuğum bir konuyu da aktarmak isterim: Eniştem, “AYDAR” soyadını almadan evvel Uzmanlık tasdiknamesinde görüldüğü gibi “ALİ HAYDAR İBRAHİM” ismi ile geçiyor. Kendisi Üsküdar nüfusuna kayıtlı olup, Hamam sokakta oturur iken yine bu sokağı kesen Harem,  İskele caddesi üzerinde “Ali Haydar Bey” ismi ile tanınan başka bir zat olması nedeni ile isim karışıklığı söz konusu olurmuş. “Selimiyeli Haydar” lâkaplı olmasına rağmen, bu karışıklığı ortadan kaldırmak için tahminim o ki soyadı kanunu ile birlikte tasdiknamedeki isminin başında olan “ALİ” adını kaldırıp, “AYDAR” soyadını almış ve böylece isim “HAYDAR İBRAHİM AYDAR” olmuştur. Malum baba ismi de “İBRAHİM” idi. Tasdiknamede soyadı o zaman olmadığı için baba ismi ilave olmuş. Saygılarımla, Özcan Bengü

 Hoca Ali Rıza tablosu

Hüseyin Avni Lifij tablosu


Dr. Haydar İbrahim Aydar balık avlarken

(NOT: bu bilgileri ve eklerini bana aktaran Dr. Haydar İbrahim Aydar'ın
yakın akrabası sayın Özcan Bengü'ye içten teşekkürlerimi sunuyorum)

.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder