Fotis Fotiades
İstanbul'un önemli KBB Uzmanlarından Fotis Fotiades'in Yunanca bir ansiklopedide çıkan yaşam öyküsü, onun meslektaşımız Dr. Eleftherios Ferekidis tarafından tercümesi ve sevgili Lefter'in kısa bir ek bilgisi aşağıda sunulmuştur:
Fotiadis Fotios. 1849 yılında doğmuştur, Helen asıllı İstanbullu bir Otorinolarıngolog
ve bilgindir.
Tıp eğitimini Berlin, Tubingen ve Strasburg ‘da almış, Uzmanlığını ise Viyana’da
meşhur Politzer’in yanında ve aynı zamanda da Schuitzler Polikliniğinde
yapmış ve bu poliklinikte Başasistan olarak yerli ve yabancı öğrencilere de Almaca ders vermiştir. 1876 da Strasburg’da Larenx Stenozları tezi ile Doktor ünvanını almıştır. (Über
Verengerung des Kehlkopflumens durch Membranoide Narben und durch directe
Verwachsung seiner Wande). 1876-1877 de Rus-Türk Harbi esnasında İstanbul’a yerleşiyor ve Kızılhac tarafından
Beylerbeyi Sarayında bulunan harp yaralıları Hastanesine Baş Cerrah olarak
atanıyor. 1897 yılında Fransız hükümeti
tarafından Fransız Hastanesine Otolaryngolog olarak tayin ediliyor. Saray Doktorluğu yapmış
ve bunun için de Sultan
Abdülhamit tarafından Bey ünvanı
verilmiştir. Aynı zamanda, daha sonra Sultan olan Prens Vahdettin ve Abdülmecit’in de Doktorluğunu yapmıştır. İstanbul’a
Otolaringolojiyi ilk
olarak getiren ve bu branşa
ait ameliyatları ilk olarak yapan kişi olduğu için de
çok meşhur olmuştur. 1882’den beri İmparatorluk
Tıp Cemiyeti’nin üyesi olarak çeşitli tebliğler sunmuş , bundan başka Almanca “Intern. Zeitschrift
für Laryngology und Rhinologıe”de yayınlar yapmıştır. 1896’da
“Deux cas dictus Larynge” adlı neşriyatı ve 1884’ de
Atina’da “Burun Farenx
ve Larenx Hastalıkları”na ait yazıları çıkmıştır.
Aynı zamanda Yunan
dilinde “halk dili“ konuşma tarzını destekleyenlerden olmuştur. 1902’de İstanbul’da “Adelfato
i Anastasi “ isimli
dil sorunları konusunda bir Cemiyet kurmuştur. Bu
konuda “Noumas” mecmuasında
bir çok makale yazmış ve “Dil meselesi ve eğitim
Rönesansı “ isimli bir neşriyat yapmıştır. Fotiades Fotios, “eğer
kullanılan dil değiştirilip basitleşmezse, eğitim
ilerlemez” inancını taşıyordu.
Ferekidis’in bir notu:
Gecen asırda Yunan dilini
eski Yunan kelimelerinden arındırarak, daha basit bir duruma getirmek isteyen Bilginler vardı. Bunlara Halkçı deniliyordu.
İstedikleri dile de Halk dili
deniyordu = "DİMOTİKİ"
Bunlar sonraları Yunanistan’da solcu Partileri
kurdular. Daha sonra da II.
Dünya savaşı sırasında Partizanlar olarak Alman ve İtalyanlara karşı
direndiler.
II. Dünya savaşı
sonunda bu Partizanlar zorla ve Rusya’nın yardımı ile Hükümeti ve idareyi ellerine almak istediler. Solcularla sağcılar arasında iç savaş çıktı. Bu savaş uzun sürdü ve 1948-49 yılında sona erdi.