28 Haziran 2016 Salı

KBB EFEMERASI (74) kulak iltihabı


6 Ağustos 1908 tarihinde İzmir'de basılan
Hıfzı-Sıhhat Dergisinin 15. sayısında
"Kulak İltihabı" başlıklı bir yazı yayınlandı.
Yazarı belli olmayan bu yazının orijinali ve çevirisi ile birlikte yayınlıyoruz:


Kulak İltihabı
  Şâyân-ı kayd ve iş’âr olan bu kulak ufûneti enfluenzanın mühim ihtilâtlarından biridir; buna mübtelâ olan hastalarda hafif, şiddetli kulak ağrılarıyla beraber oldukça uzun süren cerahatli akıntılar görülür.

  Bu ağrılar kulak zarının delinüb, kulağın iç ve ortasında bulunan cerahatin harice akmasıyla kesilür.

  Bazı defa da, kulak kemiğinin içinde bulunan küçük yuvalarda bu enfluenza bir takım fenalıklar hâsıl etdiği ve mürûr-ı zamanla bu fenalıklar vahim arızalara bâis olduğu içün vakit geçirilmeksizin ameliyat yapılub def’-i mazarrat edilir.
.


21 Haziran 2016 Salı

KBB EFEMERASI (73) yıldız sağır dilsiz okulu


Vatan Gazetesi'nde bundan tam 60 yıl önce, 8 Mayıs 1956 tarihli sayısında
Rebia Akil Ergüven'in Yıldız Sağır-Dilsiz Okulu'nu anlattığı
"Cennetin kapılarını açan sabır" başlıklı bir yazısı çıktı.
Aşağıda bu yazının kupürünü ve tam metnini sunuyorum:


Dilsizler, Yıldız'daki ocakta sabır sayesinde dilleniyorlar

Bilmem, Yıldız tepesinde eski yâverler köşkünde yerleşmiş bulunan bu müesseseyi hiç ziyaret ettiniz mi? Sessiz sedasız çalışan böyle feyizli, verimli bir ocak az bulunur kanaatindeyim. Mektebin zekî ve sevimli müdürü, çalışmaları hakkında bize uzun uzun izahat verdi. İşin tekniğini anlattı. İşitmeyen yavruların beyninde vücut bulmasına uğraştıkları şekillerin şemasını çizdi. Mektebin tarihçesi hakkında malûmat verdi. Bir eşi İzmir’de ve Ankara’da bulunan bu mektep, 180 öğrenciyi barındırıyor. İçlerinde 27 tane gündüzcüsü var. Ötekilerin hepsi yatılı kalıyor. Burada anadan doğma dilsiz ve sağırlara en yeni metodlar tatbik ediliyor. İlk mektep programı sekiz senede tamamlanıyor. Yani yedi yaşında başlayan öğrenciler ancak on beş yaşında ilk mektep diplomasını alabiliyorlar. Mektebi büyütmek, genişletmek programları var. Çocuk bahçesi sınıfları açmak, kekemeleri tashih kısımlarına girişmek emelindeler. Mektebin arka tarafındaki büyük bahçede bütün bu sınıflar inşa halinde.

Ben, belki de birçoklarınız gibi, dilsizler hâlâ işaretle konuşturulmağa alıştırılıyor kanaatindeydim. Halbuki bilâkis işaretten tamamiyle uzak, sizin benim gibi, herkes gibi ses çıkararak konuşturmak gayesi gözetiliyor. Sınıfları bir bir gezerek neler, ne fevkalâdelikler gördük Yarabbim…

Bütün koridorlarda, hayrın lüzumunu hatırlatan levhalar asılmış. Gerçek cennetin kapılarını açan sabır, hiçbir yerde burası kadar lüzumlu değil…  İşin bir tuhaf noktası şu: Mektepte müdür ve müdür yardımcısından başka, bütün öğretmenler kadın. Burada muhakkak lâzım olan Eyüp peygamber sabrı meğer kadınlara vergi imiş… Erkekler bu haslete bu kadar kat’i bir surette  kabil değil sahip olamıyorlarmış. Esas noktalardan biri de, öğrencinin hocasına sevgi ile bağlanması imiş… Arada kuvvetli bir sevgi bağı olmadan hiç bir netice  elde etmenin imkânı olmadığına bütün öğretmenler kâni…

İlk sınıfta, hoca önündeki yedi yaşında, parlak, zeki gözlü bir yavruya (Siyah) kelimesini öğretiyordu. Çocuk bir elini hocanın çenesi altında tutuyor, bir parmağını ağzına sokmuş, dilin hareketlerini inceliyordu. Sonra söylemeğe çalışarak , parmağını kendi ağzına soktu, diliyle ayni hareketleri yaparak, nihayet siyah kelimesini çıkardı ve bu her talebe ile, her kelime için tekrarlanan modern usul… Çocuk, yavaş yavaş dudak hareketlerini takip ederek ne dediğinizi anlıyor, size biraz tuhaf, biraz boğuk bir sesle cevap veriyor, yâni konuşuyor. İleride cemiyet arasına karışıp mevkiini alabilecek…

Bir sınıfta gramer dersinde bulunduk. Mastarların sigalarını öğretiyorlardı. Yabancı bir lisanı öğretir gibi, hoca sigaları inceliyor, kelimeleri bir bir anlatıyordu.

Resim dersi, bilhassa alâka çekici idi. Kelime ile, lisan ile kendilerini ifade edemiyen  bu yavrularda, olağanüstü bir resim istidadı var. Öyle hareketli, öyle mânalı resimler yapıyorlar ki hayret ettik…

Tarih sınıfında, bir genç kız bize Atatürk hakkında güzel ve yüklü bir iki cümle söyledi. Konuşuşundaki açıklık ve berraklık insanın gözünden yaş getiriyordu vallahi…

Mektebin balerini diye takdim edilen dokuz, on  yaşındaki bir sevimli küçük kız, öyle âhenkli, öyle mevzun jestler ile bir klasik dans gösterisi yaptı ki hayran kalmamak imkânsızdı. Bu yavru, bu ritmi, bu ahengi hep içinde, ruhunda tutuyor bütün tavırları, ayak hareketleri, yüzünün ifadesi, ellerin, kolların kımıldanışları çok güzel ve manalı idi.

Mektebin her tarafını, her noktasını gezdik.  Muazzam bir jimnastik salonları var. Bağırıp, konuşamayan bu yavrular bu salonda hırslarını tatmin ediyor, istedikleri kadar şamata ve gürültü edebiliyorlar.

Zaten çok sessiz ve sakin tahmin edilen bu mektep bilâkis çok gürültülü. Hele ilk sınıfların öğrencileri bütün asabiyetlerini, bütün hırslarını ancak şamata ederek teskin edebiliyorlar…

Mektepteki intizam ve temizlik her türlü takdirin üstünde. Yemekhane, mutfak, her taraf neşeli, temiz ve sade. Hayatta çok zaman,  insanlardan ayrı, kendi dahili hayatlarına çekilip yaşamak zorunda kalacak bu yavrulara, hemcinsleriyle temas imkânları veriliyor. Benliklerini, kişiliklerini izhar gücü temin ediliyor, herkes gibi konuşabilmek saadeti ve neşesi hazırlanıyor.

Üniversite veya yüksek öğretmen mektebi mezunu olan hocalar, ayrıca Avrupalı uzmanlar nezaretinde çalışmış, kurs görmüşler. Hepsinin yüzünde derin ve tatlı bir sabır, sonsuz bir sevgi, talebesini anlamak ve onlara yardım etmek, insanlık yolunda feyizili adımlar attırmaktan yapılmış huzurlu bir ifade var. Müesseseden ayrılırken benim de içimde derin ve hudutsuz bir saygı ve insanlara karşı itimat ve iman vardı.
.

14 Haziran 2016 Salı

KBB EFEMERASI (72) bir kulak kiri anısı


Sâmiha Ayverdi, 25 Kasım 1905, İstanbul doğumlu Türk mütefekkir ve mutasavvıf yazarı olup, Roman, hikâye, hatırat, makale ve inceleme türünde yapıtlar verdi ve 22 Mart 1993 tarihinde de vefat etti. Aşağıda onun "Rahmet Kapısı" isimli anı derleme kitabından alınmış ve kulak kiri nedeniyle o dönemde gitmiş olduğu KBB Hekimleri ile ilgili anılarını okuyacaksınız:


.






7 Haziran 2016 Salı

KBB EFEMERASI (71) sevil akay'ın çalışma şartnamesi


Dr. Sevil Akay, 1928-34 yılları arasında Askeri Tıbbiye'de okudu. 1940 yılında KBB Mütehassısı oldu. 1942-45 yılları arasında Afganistan'da Kabil Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görev yaptı. 1945'de Türkiye'ye döndü. 3 yıl çalışmadı. 6 Mart 1948 tarihinde İstanbul Nişantaşı'ndaki Amiral Bristol Hastanesi'ne gönderdiği mektupla aşağıda örneğini gördüğünüz çalışma şartlarını sundu:




30 Mart 1948 tarihinde Amiral Bristol Hastanesi Başkanı Dr. Lorrin A. Shepard, Dr. Sevil Akay'a gönderdiği mektubunda, Dr. Akay'ın ileri sürdüğü şartların kabul edildiğini ve 1 Nisan 1948 tarihinden itibaren Burun Boğaz Kulak Mütehassısı olarak çalışmak üzere kabul ettiklerini bildirdi:


.