25 Aralık 2018 Salı

KBB EFEMERASI (192) Sağlık Cüzdanı


1956-1959 yılları arasında 
Ankara Gülhane Hastanesi KBB İhtisaslı
Uzm. Dr. Salih Zeki Kaygısız'ın
Necatibey Caddesi 33/3
adresindeki muayenehanesinde
hastaları için hazırlamış olduğu ancak
içi boş bir Sağlık Cüzdanı ve
içinde aşı planları ile aşı tarihlerinin olduğu
takvim yukarıdadır.
.

19 Aralık 2018 Çarşamba

KBB EFEMERASI (191) Manisa'nın Sağırları


Bundan tam 80 yıl önce
1938 senesinde Son Posta gazetesinde çıkan
bir haberde Manisa'da bulunan
6 tane sağır-dilsizin bir araya gelerek
bir fotoğraf çektirmişler ve
bu haber ayni gazetede şu bilgi ile
okuyuculara duyurulmuştur:

Manisa (Hususi) - Manisada altı dilsiz ve vardır. Bunlar bir bir buluşarak arkadaş olurlar. Bir gün toplu bir halde fotoğrafhaneye gitmişler, bir arada fotoğraflarını çektirmek istediklerini ve fotoğrafın çok güzel çıkmasını işaretlerle söylemişlerdir.

   Fotoğrafcı bunları objektif karşısında sıraladıktan sonra fotoğraflarını çekmiştir. Bunlar kardeş olmadıkları halde birbirlerine kardeş muamelesi etmektedirler. Resimde Manisanın altı dilsiz ve sağırı görülmektedir.


(Gazete kupürünü bana ileten sayın Baki Sarısakal'a teşekkür ediyorum)

11 Aralık 2018 Salı

KBB EFEMERASI (190) Iversal-A pastil


Yukarıda bundan 50 yıl kadar önce 1965 yıllarında
Bayer, Birleşik Alman İlaç Fabrikaları tarafından üretilen ve
boğaz ağrılarının giderilmesi için sık bir biçimde kullanılan
İversal ve İversal A tabletleri'ne ait
Dr. Lefter Ferekidis'in ev adresine 2 Ocak 1967 tarihinde
gönderilmiş ilaç tanıtım kartı görülmektedir.
Bu ilaç, günümüzde artık kullanılmamaktadır.

Şimioterapötik ağız tabletleri
Sulfonamit ve Antibiyotikli preparatlar,ağızda lokal kullanıldıkları zaman yan reaksiyonlar ve allerjiye sebebiyet verdikleri gibi, ayrıca patojen amiller preparata karşı muafiyet kazanırlar. Bu bakımdan, antibiotikli ilaçların mecburiyet olmadıkça ağızdan eritilmek suretile kullanılmamaları tavsiye edilmektedir.
 Bu durumu nazarı itibare alan fabrikamız araştırma laboratuarlarında boğaz anjini ve diğer infeksiyöz ağız ve boğaz hastalıkları için İVERSAL ve İVERSAL "A" geliştirilip sentez edilmiştir. 

KULLANILDIĞI YERLER:
İVERSAL, bütün ağız ve boğaz infeksiyonlarına karşı tesirlidir.
İVERSAL "A", çok ağır ve cerahatli vakalarda parenteral ve ağız yolu ile Sulfonamit veya Baycillinle kombine edilebilir. Ayrıca anestezik tesirlidir. 
Stomatitis, bağdemcik ameliyatlarından sonra ve diş hekimlerinde indikedir.

KULLANIŞ ŞEKLİ VE MİKTARI
Yetişkinler günde 3-4 defa 1 tablet
Çocuklar günde   2-3 defa  1 tablet
Ağızda erimeye terkedilir.

ORİJİNAL AMBALAJ :
15 tabletlik tüpler

- Bu ilacın tanıtım ilanını ileten  değerli meslektaşım
 Dr. Elefterios Ferekidis'e yürekten teşekkürlerimle -

.

4 Aralık 2018 Salı

KBB EFEMERASI (189) DSİ Basketbolcusu bir KBB'cı



Hasan Tanyeri, 1960 yılında babası Dr. Abdulkadir Tanyeri'nin
 KBB Hekimi olarak çalıştığı Kansas City, MO-Amerika’da doğdu.
1978 yılında Ankara Anadolu Lisesi’nden mezun oldu.
1978-84 yılları arasında Samsun OMÜ Tıp Fakültesi'nde okudu.
İki yıl Adana Karayusuflu Sağlık Ocağında mecburi hizmetini tamamladı.
KBB İhtisasını 1986-90 yılları arasında Hacettepe’de yaptı.
1990-94’de UCLA’de Vestibuler sistem üzerinde Post Doctoral Fellowship,
1994-95 döneminde NY Üniversitesi Genel Cerrahi bölümünde çalıştı ve 
NY Lenox Hill Hastanesinde KBB Fellow’u oldu.
1996-99 yılları arasında da Chicago Rush Üniversitesi’nde Rinoloji ve
Baş Boyun Cerrahisi fellowu olarak çalıştı.
1999’da Doçent oldu. İki yıl Chicago’da KBB Hekimi olarak çalıştı ve
İstanbul Acıbadem Hastanesi'nde KBB Hekimi olarak görev yaptı.
Acıbadem üniversitesi Kurucu Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu ve
sonra da 4 yıl süreyle Tıp Fakültesi Dekanlığı yaptı. 

Dr. Hasan Tanyeri, çocukluğundan beri Basketbol ile iç içeydi.
Ankara DSİ'nin minik, yıldız ve genç takımlarında basketbol oynadı.
1978 yılında Gençler Türkiye Şampiyonu olduktan sonra
Türkiye 1. Liginde oynayan DSİ "A" takımı kadrosuna alındı.
19 yaşında Aydın Örs ve Lütfi Arıboğan ile birlikte 3 yıl
DSİ A Takımında oynadı ve Samsun Tıp Fakültesinde
öğrenci iken de Samsun DSİ'de oynadı.

Aşağıda onun 1979 yılında 19 yaşında Ankara DSİ takımında
oynarken oturanlar arasında en solda görüyorsunuz ve
Beşiktaş'ı yendikleri maçtan sonra gazetede çıkan
takım kadro ve yıldızları görüntüsünü izliyorsunuz:



27 Kasım 2018 Salı

KBB EFEMERASI (188) Dr. Cafer Tayyar Kankat'ın Burun Estetiği notu


Cafer Tayyar, 1898’de Manastır’da doğdu ve 1916 yılında Askeri Tıbbiye’den mezun oldu. I. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesinde savaştı. Sonrasında İstanbul’a dönerek Tıp Fakültesi Hariciye bölümünde üç yıl çalışarak Operatör oldu. 1926’da gittiği Berlin ve Paris’te üç yıl çalıştı. 1930’larda Paris’e tekrar gelerek Nöroşirurji ihtisası yaptı. 1938’de Şişli Cerrahi Özel Hastanesini kurdu, 1940’lardan sonra bu Hastanede çeşitli Plastik Cerrahi ameliyatları yapmıştır. Dr. Cafer Tayyar Kankat 1955 yılında vefat etmiştir.

Aşağıda Dr. Cafer Tayyar Kankat'ın 1941 yılında
Özel Hastanesinde yaptığı bir Burun Estetiği ameliyatının
kendi el yazısı ile yazdığı ameliyat notu, hastanın fotoğrafı ve 
ameliyat çizimlerini görecek ve okuyacağız.


Burun Estetiği, Protokol 345, Salih oğlu Öztün, İzmir  23.6.941

Burunda eski kırık neticesi eğrilik ve deviation solda. Burada yapılan ameliyatta deviation tedavi edildikten sonra eski kırık burun kemikleri kırılarak normal haline konmuştur. 
1 inci zaman : Burun sukbesi açılarak deviationa mucip olan gudruf (kıkırdak) ekstirpe edildi ve
2 inci zaman : Gişar muhati dikildi
Estetik Ameliyatı
1 inci zaman : şekil 103 te burun kırık olarak görülmektedir.
Şekil 104 te sağ nasi fevkinde (üzerinde) ve dahilden a şakkı yapıldı. Buradan cilt bir decolateur ile tedricen tefrik edildi ve kırık yerine kadar tefrik edildi. 
2 inci zaman : Bu delikten (105) bir taşcı kalemi sokularak azmi enfi (burun kemiği) kırıldı ve normal hale getirildi şekil 106
Ameliyattan sonra alçıdan bir burun kalıbı yapılarak burun normal vaziyette tespit edildi.
Anesthesia lokal. Asisste Dr. Sigor bulundu.

.

20 Kasım 2018 Salı

KBB EFEMERASI (187) Dr. ZARFCIYAN İLANI-2




             Kulak, Boğaz, Burun Hastalıkları Tabip Mütehassısı, Paris Darülfünunundan mezun ve Bordeaux Hastanesi Profesörü Moure'un sabık muavini, Şişli’de kâin Viyoli’nin Etfal Hastahanesi tabib-i hususisi Doktor Zarfcıyan Efendi'ye ait bir tanıtım ilanını 17.07.2018 tarihinde KBB Efemerası (170) numarası ile yayınlamıştık. 

Bu kez de onun kulak ve burun şekilleri ile düzenlenmiş yeni bir ilanını yayınlıyoruz:
...............
                                      

Paris Tıb Fakültesi’nden me’zûn
796 telefon
Doktor K. Zarfcıyan
Boğaz, ağız, burun ve kulak hastalıkları mütehassısı
Şişli’de beynelmilel emrâz-ı etfâl hastahanesi ameliyyât-ı cerrâhiyye mütehassısı.
Muâyene her gün öğleden sonra Beyoğlu’nda Taksim’de, Şişli sokağında (10) numroda
Cum’a ve Pazardan mâadâ sabahları Bağçekapusu’nda Erzurum hanında muâyenehâne-i umûmiyyede bulunur.



Paris Tıp Fakültesi’nden mezun
Telefon 796
Doktor K. Zarfcıyan
Boğaz, ağız, burun ve kulak hastalıkları uzmanı
Şişli’de uluslararası çocuk hastalıkları hastanesi cerrahi uzmanı.
Muayene her gün öğleden sonra Beyoğlu’nda Taksim’de, Şişli sokağında (10) numarada
Cuma ve Pazar dışında sabahları Bahçekapısı’nda Erzurum hanında genel muayenehanede bulunur.

(ilanın günümüz Türkçesine çevirisi için Dr. Mustafa Çulfaz'a içten teşekkürler)

.

13 Kasım 2018 Salı

KBB EFEMERASI (186) İlk Kulak Hekimi


Yukarıda görülen ve MS 1. yüzyıla ait mermer yazıt,
İtalya'da Roma yakınlarında Porta Salaria'da bulunmuştur
.
Bu yazıt, iki erkek evlat,
Tiberius Claudius Eunus ve Tiberius Julius Secundus 
tarafından anne ve babaları için dikilmiştir.
Her ikisi de Roma İmparatorları Claudius ve Tiberius
tarafından kölelikten azat edilmişlerdi ve
Tiberius Julius Secundus, İmparator Neron'un
Kulak Hekimi idi.

Yazıtın dördüncü satırında
"MEDICO AURICULARIO" yazısı okunmaktadır ve
bu yazıt bilinen ilk Kulak Hekimi'nin belgesidir.


Kaynak: 
.

6 Kasım 2018 Salı

KBB EFEMERASI (185) Mısır Tanrıçasına Adak


Nebethetep, bir eski Mısır Tanrıçası
Yukarıda, Torino'daki Mısır Müzesi'nde (Museo Egizio Turin) sergilenen
18-20. Hanedanlık dönemine ait yani bundan 3600 yıl önce
(MÖ 1539-1076) yılları arasında Mısır'da Deir el Medina'da
Tanrıça Nebethetep adına yazılmış ve dört kulak kepçesi ile simgelenmiş
bir adak taşını görüyoruz.

Hiyeroglif ile yazılmış dikey yazıda 
"Nebethetep, dileklerimizi duyan gökyüzünün tanrıçası" yazıyor. 

Yatay yazıda ise; 
"dileklerimizin duyulması için gerekli kulaklar" yazısı okunuyor.

...............

(Fotoğrafı bana ileten sayın Ayşe Bakar Erdemir'e teşekkür ediyorum)
.

30 Ekim 2018 Salı

KBB EFEMERASI (184) Dr. Karl Helmann'ın çalışma izni



Carl Helmann, 1892 yılında Würzburg’da doğdu. 1911’de Lise öğrenimini Würzburg’da tamamladı. 1912-1919 yılları arasında Würzburg ve Münih Üniversitelerinde eğitim gördü ve 1920 yılında Doktor oldu. 1924-28 yılları arasında Münster Üniversitesi Kulak Kliniğinde çalıştı. 1930-35 yılları arasında Würzburg Üniversitesi KBB Bölümünde Profesör oldu. 1936 yılında göçmen olarak Türkiye’ye geldi ve İstanbul Üniversitesi Gureba Hastanesinde KBB Ord. Profesörü olarak görev yaptı. Burun ve Farenks'in normal ve patolojik fizyolojisi ve İç kulak enflamasyonları konularında çalıştı, Larenjektomi yöntemleri geliştirdi. 1943 yılında Filistin’e göç etti. 1959’da İsrail’de vefat etti.

Aşağıda Profesör Karl Helmann'ın 1936-43 yılları arasında
görev yaptığı İstanbul Üniversitesi'nde 
mukavalesinin bitimi tarihinden itibaren
bir yıl daha çalıştırılabilmesi için Bakanlar Kurulunca
verilen 28.9.1940 tarihli izinin Reisicumhur İsmet İnönü 
tarafından onanmış belgesini görüyoruz.






24 Ekim 2018 Çarşamba

KBB EFEMERASI (183) Nevruziye Kulağı


(Nevruziye Kulağı, Mebayn-i Hümayun Eczanesi'nden Sultan Mehmed Reşad'ın yaverlerinden Refet Bey'e gönderilen Nevruz Macununun kulağı, 1911.  Günnur Sandalcı-Mert Sandalcı: Belgelerle Türk Eczacılığı. IV, 1840-1948. Müstahzar Kutuları ve şişeleri, 2. İst. 2001,s. 76.)

...............

NEVRUZİYE/NEVRUZ MACUNU

Eski İran takvimine göre baharın başlangıcı sayılan Nevruz günü 21 Mart, Osmanlılar tarafından da önemli bir gün kabul edilir ve kutlanırdı. Her Nevruz gününde, o yılın ağız tadıyla geçmesi için tatlı yemek adet olduğundan Nevruziye adı verilen bir macun yapılırdı. Bu gelenek sarayda da uygulanır, Hekimbaşının gözetiminde Topkapı Sarayı Helvahanesinde hazırlanan Nevruziye üzerine altın tozu dökülerek porselen kaplara konup değerli kumaşlara sarılır ve Nevruz gecesi merasimle Hekimbaşı tarafından padişaha sunulurdu. Bu ikram karşılığında padişah hekimbaşıya bin akçe atiyye verirdi. 

Hanedan mensupları ile devlet ileri gelenlerine takdim edilen Nevruziyeler ise saray hekimleri tarafından hazırlanır kâselere konup kumaşlara sarıldıktan sonra kime ait olduğunu gösteren bir kart (Nevruziye Kulağı) eklenip hanedan üyelerine, erkâna ve saray çalışanlarına dağıtılırdı. Sabah erkenden aç karnına yenmesi şifalı kabul edilen Nevruz Macunu gümüş tepsilere konur yanına da “s” harfiyle başlayan, “susam, süt, simit, su, salep, safran, sarımsak” gibi yedi türlü yiyecek ve içecek sıralanırdı. Sarayda Nevruz Macunu eskiden beri yapılmakla birlikte, Hekimbaşı Hayatizade Büyük Mustafa Fevzi Efendi (ö. 1692) terkibini daha lezzetli bir hale getirdiği için bu geleneği onun başlattığı söylenir. Nevruziye geleneği Cumhuriyet’e kadar sürmüştür.

(Yazı ve fotoğraf sayın Prof. Dr. Nuran Yıldırım'dan alınmıştır. 
Teşekkür ve saygılarımla)
.

16 Ekim 2018 Salı

KBB EFEMERASI (182) Dr. Nurettin Sözen'in yazısı


Nurettin Sözen, 1937 yılında Sivas’ın Gürün ilçesinde doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. Çalıştığı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi KBB Bölümünde 1978 yılında Profesör oldu. 1989-94 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığı ve İstanbul Üniversitesi Rektör yardımcılığı yaptı. 2002-2007 yıllarında da TBMM’de 22. Dönem, Sivas CHP Milletvekilliğinde bulundu.

Aşağıda, Nurettin Sözen Hocamızın Tıp Fakültesi'nden
mezun olduğu yıl yayınlanan Stajyerler Albümündeki
fotoğraf, karikatür ve tanıtıcı yazısını göreceksiniz:


.

9 Ekim 2018 Salı

KBB EFEMERASI (181) Haydarpaşa KBB 1926



Haydarpaşa Tıp Fakültesi KBB Bölümü Öğretim üyeleri ve 
tüm çalışanları ile 92 yıl önce, 1926 yılında
toplanmış ve bir grup fotoğrafı çektirmişler.

Günümüzde hiç birisini tanımamız olası değil.
Ancak, fotoğrafın arkasına daktilo ile herkesin ismi yazılmış.
Oradan hepsini tanıma imkanımız var artık...


Sene 1926
Ayakta duranlar: 
Dr. Hüsnü, Dr. Saip Giray, As. Dr. Tevfik, As. Dr. Sayir Halit, 
Hasta bakıcı Donna (Bulgar),  Dr. Ahmet Paşa, Dr. Rıza

Oturanlar:
Dr. Haydar İbrahim, Prof. Dr. Ziya Nuri, Dr. As. Haydar Erel

(Tıp Fakültelerimizin ilk KBB Ekibinin bu fotoğrafı
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı'nda bulunmaktadır)
.

2 Ekim 2018 Salı

KBB EFEMERASI (180) Dr. Cihat Borçbakan'ın Çene Cerrahı oluşu






Gülhane Askeri Tatbikat Okulu'na 12.8.1949 tarihi ile
Sağlık İşleri Daire Reisi Dr. Abdülkadir Noyan tarafından
gönderilen bir yazı ile Stomatoloji Mütehassısı
Dr. Yrb. Necdet Albay,
Tatbikat Okulu Çene Cerrahisi Profesörlüğüne atanırken,
Op. Yzb. Cihat Borçbakan da Çene Cerrahisi Baş Asistanlığına atanır.

4 yıl sonra ise,
Erkanı Harbiye Umumi Riyaseti Sağlık Dairesi'nden
Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanlığı'na gelen
1 Temmuz 1953 tarihli bir yazı ile
Çene Cerrahisi Profesör Muavini
Tbp. Kd. Bnb. Cihat Borçbakan
Çene Cerrahisi Öğretim Görevine atanır.





.

25 Eylül 2018 Salı

KBB EFEMERASI (179) Samsun'dan bir KBB Hekim ilanı




"İstanbul guraba-i müslimin hastahanesi
Etibba-i Sabıkanından
DOKTOR CEMALETTİN İZZED
Kulak, Burun, Boğaz, Cild ve Frengi hastalıkları  
en son usulüne tevfikan az bir zaman zarfında her gün
Mecidiye Caddesinde Kamer Eczahanesinde
hasta muayene ve tedavi eder. "
.

18 Eylül 2018 Salı

KBB EFEMERASI (178) Yıldız Sağır Dilsiz Okulu



8 Mayıs 1956 tarihli Vatan Gazetesi'nde
Rebia Âkil Ergüven'in
Yıldız Sarayı'nın bahçesinde eski Yaverler Köşkü'nde bulunan ve
180 öğrenciyi barındıran Yıldız Sağır-Dilsizler Okulu'nu anlatan
"Cennetin Kapılarını Açan Sabır" başlıklı bir yazı yayınlandı.
Aşağıda bu yazının kupürünü görecek ve 
yazının tümünü okuyabileceksiniz:

Vatan Gazetesi, 8 Mayıs 1956


CENNETİN KAPILARINI AÇAN SABIR

Bilmem, Yıldız tepesinde eski yâverler köşkünde yerleşmiş bulunan bu müesseseyi hiç ziyaret ettiniz mi? Sessiz sedasız çalışan böyle feyizli, verimli bir ocak az bulunur kanaatindeyim. Mektebin zekî ve sevimli müdürü, çalışmaları hakkında bize uzun uzun izahat verdi. İşin tekniğini anlattı. İşitmeyen yavruların beyninde vücut bulmasına uğraştıkları şekillerin şemasını çizdi. Mektebin tarihçesi hakkında malûmat verdi. Bir eşi İzmir’de ve Ankara’da bulunan bu mektep, 180 öğrenciyi barındırıyor. İçlerinde 27 tane gündüzcüsü var. Ötekilerin hepsi yatılı kalıyor. Burada anadan doğma dilsiz ve sağırlara en yeni metodlar tatbik ediliyor. İlk mektep programı sekiz senede tamamlanıyor. Yani yedi yaşında başlayan öğrenciler ancak on beş yaşında ilk mektep diplomasını alabiliyorlar. Mektebi büyütmek, genişletmek programları var. Çocuk bahçesi sınıfları açmak, kekemeleri tashih kısımlarına girişmek emelindeler. Mektebin arka tarafındaki büyük bahçede bütün bu sınıflar inşa halinde.

Ben, belki de birçoklarınız gibi, dilsizler hâlâ işaretle konuşturulmağa alıştırılıyor kanaatindeydim. Halbuki bilâkis işaretten tamamiyle uzak, sizin benim gibi, herkes gibi ses çıkararak konuşturmak gayesi gözetiliyor. Sınıfları bir bir gezerek neler, ne fevkalâdelikler gördük Yarabbim…

Bütün koridorlarda, hayrın lüzumunu hatırlatan levhalar asılmış. Gerçek cennetin kapılarını açan sabır, hiçbir yerde burası kadar lüzumlu değil…  İşin bir tuhaf noktası şu: Mektepte müdür ve müdür yardımcısından başka, bütün öğretmenler kadın. Burada muhakkak lâzım olan Eyüp peygamber sabrı meğer kadınlara vergi imiş… Erkekler bu haslete bu kadar kat’i bir surette  kabil değil sahip olamıyorlarmış. Esas noktalardan biri de, öğrencinin hocasına sevgi ile bağlanması imiş… Arada kuvvetli bir sevgi bağı olmadan hiç bir netice  elde etmenin imkânı olmadığına bütün öğretmenler kâni…

İlk sınıfta, hoca önündeki yedi yaşında, parlak, zeki gözlü bir yavruya (Siyah) kelimesini öğretiyordu. Çocuk bir elini hocanın çenesi altında tutuyor, bir parmağını ağzına sokmuş, dilin hareketlerini inceliyordu. Sonra söylemeğe çalışarak , parmağını kendi ağzına soktu, diliyle ayni hareketleri yaparak, nihayet siyah kelimesini çıkardı ve bu her talebe ile, her kelime için tekrarlanan modern usul… Çocuk, yavaş yavaş dudak hareketlerini takip ederek ne dediğinizi anlıyor, size biraz tuhaf, biraz boğuk bir sesle cevap veriyor, yâni konuşuyor. İleride cemiyet arasına karışıp mevkiini alabilecek…

Bir sınıfta gramer dersinde bulunduk. Mastarların sigalarını öğretiyorlardı. Yabancı bir lisanı öğretir gibi, hoca sigaları inceliyor, kelimeleri bir bir anlatıyordu.

Resim dersi, bilhassa alâka çekici idi. Kelime ile, lisan ile kendilerini ifade edemiyen  bu yavrularda, olağanüstü bir resim istidadı var. Öyle hareketli, öyle mânalı resimler yapıyorlar ki hayret ettik…

Tarih sınıfında, bir genç kız bize Atatürk hakkında güzel ve yüklü bir iki cümle söyledi. Konuşuşundaki açıklık ve berraklık insanın gözünden yaş getiriyordu vallahi…

Mektebin balerini diye takdim edilen dokuz, on  yaşındaki bir sevimli küçük kız, öyle âhenkli, öyle mevzun jestler ile bir klasik dans gösterisi yaptı ki hayran kalmamak imkânsızdı. Bu yavru, bu ritmi, bu ahengi hep içinde, ruhunda tutuyor bütün tavırları, ayak hareketleri, yüzünün ifadesi, ellerin, kolların kımıldanışları çok güzel ve manalı idi.

Mektebin her tarafını, her noktasını gezdik.  Muazzam bir jimnastik salonları var. Bağırıp, konuşamayan bu yavrular bu salonda hırslarını tatmin ediyor, istedikleri kadar şamata ve gürültü edebiliyorlar.

Zaten çok sessiz ve sakin tahmin edilen bu mektep bilâkis çok gürültülü. Hele ilk sınıfların öğrencileri bütün asabiyetlerini, bütün hırslarını ancak şamata ederek teskin edebiliyorlar…

Mektepteki intizam ve temizlik her türlü takdirin üstünde. Yemekhane, mutfak, her taraf neşeli, temiz ve sade. Hayatta çok zaman,  insanlardan ayrı, kendi dahili hayatlarına çekilip yaşamak zorunda kalacak bu yavrulara, hemcinsleriyle temas imkânları veriliyor. Benliklerini, kişiliklerini izhar gücü temin ediliyor, herkes gibi konuşabilmek saadeti ve neşesi hazırlanıyor.

Üniversite veya yüksek öğretmen mektebi mezunu olan hocalar, ayrıca Avrupalı uzmanlar nezaretinde çalışmış, kurs görmüşler. Hepsinin yüzünde derin ve tatlı bir sabır, sonsuz bir sevgi, talebesini anlamak ve onlara yardım etmek, insanlık yolunda feyizili adımlar attırmaktan yapılmış huzurlu bir ifade var. Müesseseden ayrılırken benim de içimde derin ve hudutsuz bir saygı ve insanlara karşı itimat ve iman vardı.


Rebia Âkil Ergüven
.

11 Eylül 2018 Salı

KBB EFEMERASI (177) Tıp Akademisi KBB Doktorları


Türkiye Tıp Akademisi Osmanlı döneminde İstanbul'da
Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye adı ile 3 Mart 1867'de kuruldu.
İlk milli Tıp Derneğimizdir. Cumhuriyetin kurulması ile ismi 
"Türkiye Tıp Encümeni" ve 1966'dan sonra da
"Türkiye Tıp Akademisi" oldu.

Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye'nin kayıtlara geçen ilk KBB Hekimi 1885-86 tutanaklarına göre Şefik Bey olarak görünmektedir. 1867-1911 kayıtları arasında da Dr. Civan Ananyan ve Dr. Ziya Nuri Paşa vardır. Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye 12 Aralık 1910 tarihinde Darülfünun Tıp Fakültesi Reisi Cemil Paşa'nın (Topuzlu) Riyasetinde toplanmış ve yapılan seçimle Reis-i evvel Hayrettin Paşa ve Birinci Reis-i sâni Ziya Nuri Paşa olmuşlardı. Cumhuriyetin kurulmasından hemen kısa bir süre sonra Cemiyet ismini "Türkiye Tıp Encümeni" olarak değiştirmiş ve Atatürk'ün himayelerinde 1 Eylül 1925  tarihinde "Birinci Milli Türk Tıp Kongresi" Ankara'da toplanmış ve Kongrenin Başkanlığını da  Ziya Nuri Paşa yapmıştır.

Cemiyetin diğer Türk KBB Hekimleri zaman içerisinde şu kişilerden oluşmuştur:

Dr. Şefik Paşa
Dr. Civan Ananyan
Prof. Dr. Ziya Nuri (Birgi)
Dr. Haydar İbrahim Aydar
Dr. Ali Haydar Erel
Dr. Ziyaeddin Maktav
Prof. Dr. Bahri İsmet Temizer
Ord. Prof. Dr. Ekrem Behçet Tezel
Prof. Dr. Sani Yaver
Prof. Dr. Şefik Kayahan
Prof. Dr. Hikmet Altuğ
Prof. Dr. Safa Karatay
Prof. Dr. Emin Burad
Dr. Nureddin Aguşoğlu

 Aşağıda Türkiye Tıp Encümeni'nin
1-3 Eylül 1925 tarihinde Ankara'da düzenlediği
Birinci Milli Türk Tıp Kongresi'nin açılışında
Başbakan İsmet İnönü açılış konuşmasını yaparken
kürsünün sağ tarafında Kongre Reisi
Ziya Nuri Paşa görevi başında görülmektedir.


.

4 Eylül 2018 Salı

KBB EFEMERASI (176) Dr. Cavit Özeri'nin yıllığından


Cavit Özeri, 1938 yılında İçel'in Mut ilçesinde dünyaya geldi. İlkokulu Mut ilçesinde, Ortaokulu Silifke'de, Lise'yi ise Adana Erkek Lisesi'nde tamamladı. 1956-62 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Tıp Eğitimi alan Dr. Cavit Özeri, 1963-1966 yılları arasında sırayla Gaziantep'in Yavuzeli ilçesinde Hükümet Tabipliği; Muş Merkez, Muş'un Varto ve Van'ın Erciş ilçelerinde Pratisyen Hekim olarak görev yaptı. 1966 yılında SSYB Ankara Hastahanesi'nde Tıpta Uzmanlık eğitimine başlayarak, Dr. Abdulkadir Tanyeri Kliniğinde 1966 yılında KBB Uzmanı olmuş ve ayni yıl Uzmanlık eğitimi aldığı Kliniğe Başasistan olarak atanmıştır. SSYB'nın açtığı sınavları başarı ile geçerek 1974 yılında Şef Muavini ve 1979 yılında da Klinik Şef'i olmuştur. Ayni Klinikde 36 yıl aralıksız çalıştıktan sonra 2002 yılında emekli olmuş ve Serbest KBB Uzmanı olarak çalışmalarını sürdürmüştür. Evli ve iki çocuk babası olan Dr. Cavit Özeri, özellikle Otoloji ve Rinoloji konularında çalışmış ve bu konularda çok sayıda bilimsel yayınlar yapmıştır. 
Dr. Cavit Özeri, 4.09.2018 tarihinde aramızdan ayrılmıştır.

Aşağıda onun 1962 yılında mezun olduğu
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezuniyet Yıllığında yayınlanmış
bir fotoğraf, karikatür ve tanıtım yazısını görüyorsunuz:


.

KBB EFEMERASI (175) Dr. İhya Salih İsanç'ın vefatı


Dr. İhya Salih, İstanbul’da doğmuştur. 1900 senesinde Yüzbaşı rütbesiyle Askerî Tıbbiye’den diploma almıştır. Gülhane Tatbikat Mektebinde staj gördülten sonra, Askerî Tıbbiye’de açılan müsabaka imtihanına girerek 1908 yılında Seririyat-ı Üzniye, Enfiye ve Hançereviye Muallim Muavinliğine tayin olunmuştur. Muallim Muavini olarak çalıştığı sıralarda, Gurebayı Müslimin Hastanesinde o tarihe kadar olmayan Kulak, Burun, Boğaz Şubesini tesis etmeye muvaffak olmuş, ayni zamanda o hastaneye fahriyen devam etmeye başlamıştır. 1910 yılında  kendi arzusu ile askerlikten istifa etmiş ve sivil hayata geçmiştir. Sivil hayata geçince Gureba Hastanesine muvazzaf olarak tayin olunan Dr. İhya Salih İsanç, ihtisasını tekemmül ettirmek için 1911 de Paris’e gitmiş, bir sene müddetle devam ettiği Lariboisier Hastanesinden sertifika almaya muvaffak olmuş, ayni zamanda hususi  hastanelere devam ederek o zaman yeni inkişaf etmekte olan yemek ve nefes boruları hastalıkları üzerinde tetkiklerde bulunmuştur. 1912’de İstanbul’a dönünce Gureba Hastanesindeki vazifesine başlamıştır.

Balkan Harbinde önce Vardar Ordusuna Sıhhiye Müfettişi olmuş, sonra da Gülhane Hastanesinde Mecruhi askerlerin tedavisiyle meşgul olmuştur. Askerlikten terhis edilince Gureba Hastahanesindeki vazifesine başlamıştır.  1933’de Guraba Hastahanesinden, İstanbul Çocuk Hastanesi KBB Hastalıkları Mütehassıslığına tayin olunmuş ve 1936’da kendi arzusu ile tekaüt olmuştur. Dr. İhya Salih İsanç,  1927 ve 1931 yıllarında Paris’te toplanan Uluslararası KBB Kongrelerine iştirak etmiş ve kıymetli iki tebliğde bulunmuştur.

Dr. İhya Salih İsanç, Türk KBB Derneğimizin ilk kurucularındandır.
27 Ekim 1960 tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir.

Aşağıda bu değerli meslektaşımızın gazetede neşredilen Ölüm İlanını görüyoruz:


(Fotoğraf ve gazete ilanını bana ileten sayın Burak Çetintaş'a teşekkürlerimle)

14 Ağustos 2018 Salı

KBB EFEMERASI (174) Ziya Nuri Paşa'ya terfi isteği



(Hamidiye Etfal Hastahane-i Alîsi içerisinde kulak ve boğaz tabibi
Binbaşı Ziya Nuri Bey tarafından icra kılınan bir ameliyat-ı cerrahiye)
...............

Padişah II. Abdülhamit döneminde 1899 yılında kurulan
ve yakın bir zamanda kapanarak 120 yıllık işlevine son verilecek olan
Şişli Hamidiye Etfal Hastahanesi'nin KBB Hekimi
Ziya Nuri Paşa, 1901 yılında Sadrazamın oğlunu ameliyat eder ve
Şişli Etfal Hastane-i Alîsi Baştabip İbrahim Bey
20 Mart 1901 tarihinde Padişaha sunduğu bir yazı ile tedavide rol alan
Kolağası Ziya Nuri, Bnb. Ömer Fuad ve Bnb. Hakkı Şinasi Beylerin
terfilerini teklif eder.

Aşağıda bu teklif mektubunun orijinal metnini görecek ve
çevirisini okuyacaksınız.


Sadrazam kullarının mahdumunu tedavi eden Hamidiye Etfal Hastahane-i Şahanesi etıbbasından olub operatör ve kulak ve boğaz hastalıklarını saye-i şehriyarilerinde altı sene Almanya'da tahsil eyleyerek mezkûr hastalıklarda Avrupa hekimleri derecesinde malumat-ı mükemmele sahibi bulunan Kolağası Ziya Nuri kullarının Binbaşılığa ve Binbaşı Ömer Fuad ve Tabib-i sani Binbaşı Hakkı Şinasi Bey kullarının terfilerile eltaf-ı şamile't-ül ataf-ı hazret-i hilafetpenahilerinden müsterhamdır. Ferman.

Abd-i memlukleri
Tabib İbrahim

(çeviriyi yapan sayın Dr. Şeref Etker'e teşekkürlerimle)
.

7 Ağustos 2018 Salı

KBB EFEMERASI (173) Şişli Etfal Hastahanesi kapanıyor



Şişli Hamidiye Etfal Hastahane-i Âlisi
Padişah II. Abdülhamit'in kızı Hatice Sultan'ın
1898 yılında ölümü üzerine Berlin'deki 
Kaiser und Kaiserin Fredrich Kinderkrankenhaus örnek alınarak
5 Haziran 1899 tarihinde kurulmuştur.

Şişli'de kurulan bu ilk Çocuk Hastahanemiz
bugünlerde kapılarını kapatıp, Seyrantepe ve Sarıyer'e taşınma
hazırlıklarına başladı. 120 yıl sonra bir tarih daha
maalesef yok olacak...

Aşağıdaki fotoğrafta 5 Haziran 1899 günü
yapılan açılış töreninde kurban kesilmesi ve
dua edilmesi görülmektedir.


Bu Hastanemizde KBB Şefliği yapan Hekimlerimiz:

Dr. Muhittin Nuri, Dr. Ziya Nuri Paşa,
Dr. Rıza Servet, Dr. Nikolas Taptas,
Dr. Haydar İbrahim, Dr. Ekrem Behçet Tezel,
Dr. İhya Salih, Dr. İhsan Hilmi Duydal,
Dr. Nakiyettin Yıldırım, Dr. Mehmet Ziyaettin Maktav,
Dr. Abdurrahman Tuğyan Atatür, Dr. Aras Şenvar,
Dr. Suat TurgutDr. Burhan Dadaş ve
Dr. Berna Uslu Coşkun'dur.

Hepsinin emeklerine saygılarımızla...
.

31 Temmuz 2018 Salı

KBB EFEMERASI (172) Hacı Ömer Şerif'in gönderilmesi



Boğaz Hastalıklarını tedavide ve cerrahi alanında uzman olan
Hacı Ömer Efendi'nin, Padişah II. Abdülhamit'in iradesi ve 
kendisinin de bu isteği kabul etmesi üzerine
İdare-i Mahsusa'nın Taif Vapuruyla 
18 Temmuz 1898'de İstanbul'a gönderildiğine ilişkin belge yukarıdadır.

BOA, Y.PRK.UM, Nr. 44/116

...............

Trablusgarp Vilayetinden Şifre (Telgraf)  18 Temmuz 1898

C. fî 16 Temmuz 98 boğaz hastalıklarını, ki usulüyle tedavide mahareti ve usul-i cerrahide de hazakatı buraca mücerreb eshab-ı salahdan ve sadatdan sinni hadd-i kemale gelmiş Hacı Ömer Şerif Efendi namında bir zatın vücuduna binaen nezd-i aciziye celb ile emr-i ferman-ı hümayun hazret-i hilâfet-penahi tebliğ olundukda kemal-i fahr ve şükran ile muvafakat eylediğinden birkaç güne kadar vüruduna intizar olunan İdare-i Mahsusa'nın Taif vapuruyla der-dest izam olduğu maruzdur.

Vali Namık
.

25 Temmuz 2018 Çarşamba

KBB EFEMERASI (171) İzmir'den Bir Kulak Kitabı

...............

1903 yılında İzmir Devlet Hastahanesinde KBB Mütehassısı olarak
görev yapan Dr. M. Tsakiroglu (Çakıroğlu) Mastoidektomi'yi konu alan
96 sayfalık bir kitap yayınladı. Kitabın kapağının tercümesi şöyle:

...............

Tıp Terakkisi Biblioteki

RADİKAL AMELİYAT HAKKINDA
Orta Kulak Hücrelerinin açılması için yapılan
yeni Radikal Ameliyat hakkında


M. TSAKİROGLU
İzmir Devlet Hastahanesinde Uzman Doktor
İstanbul İmparatorluk Doktor Cemiyetinin Onursal Üyesi ve
Atina Tıp Cemiyeti ve Paris Otolaringoloji Cemiyeti üyesi


Siroz adasında
P. Printizi Matbaasında basılmştır
1903

...............

Kitaptan alınan iki şema örneği:

 




Belgelerin temini ve tercümesi için meslektaşlarım
Dr. Şeref Etker ve Dr. Elefterios Ferekidis'e teşekkürlerimle
.

17 Temmuz 2018 Salı

KBB EFEMERASI (170) Dr. Zarfcıyan İlanı



İstanbul'da yayınlanan Yeni Gazete'nin
29 Ağustos 1909'da yayınlanan 363. sayısında
KBB Hastalıkları Tabip Mütehassısı
Dr. Zarfcıyan Efendi'ye ait bir ilan çıktı.
Aşağıda bu ilanın aslını ve çevirisini göreceksiniz:


DOKTOR ZARFCIYAN

             Kulak, Boğaz, Burun Hastalıkları Tabip Mütehassısı Paris Darülfünunundan mezun ve Bordeaux Hastanesi Profesörü Moure'un sabık muavini, Şişli’de kâin Viyoli’nin Etfal Hastahanesi tabib-i hususisi Doktor Zarfcıyan Efendiye müracaat edecek hastalarını Salı ve Cumartesi gününden maada her gün sabah saat ikiden öğleye kadar Köprübaşında Nargileciyan Efendi Eczanesinde ve öğleden sonra Beyoğlu’nda Taksim’de Leylak Sokağında altı numaralı hanesinde hasta kabul ve tedavi etmektedir. Fakire meccanedir. 
.

26 Haziran 2018 Salı

KBB EFEMERASI (169) Dr. Damyanidis ilanı



İstanbul'da yayınlanan İkdam Gazetesi'nin
23 Mayıs 1914 tarihli, 6197 sayılı nüshasında
Göz-Kulak-Burun (Boğaz) Mütehassısı
Doktor Damyanidis'e ait bir ilan neşredildi.
Aşağıda bu ilanı ve çevirisini izliyoruz:


Bu defa seyahatten avdet eden
GÖZ-KULAK-BURUN
(BOĞAZ) MÜTEHASSISI

DOKTOR DAMYANİDİS

Efendi yine Beyoğlu’nda Tünel İstasyonu arkasında
Tünel Sokağında (Karanfil Sokağında) (115) numaralı
Tedavihanesinde hastaları kabule mübaşeret eylemiştir.
TEDAVİ İNGİLİZ USÜLÜ ÜZERE olup
lüzum görülen ameliyat ızdırapsız ve seyelan-ı dem'e (kanama)
sebebiyet vermeden icra olunur. Muayene saatleri
her gün öğleden sonra saat ( 6-12 )
kadardır. Perşembe günleri fukara meccanen kabul olunur. 
.

19 Haziran 2018 Salı

KBB EFEMERASI (168) Acıbadem Sağırlar Okulu



1906 yılında İstanbul Acıbadem'de bir Sağır-Dilsiz Okulu açılması için
Padişah II. Abdülhamit'in emriyle bu Okulun tesis ve inşası
için harekete geçilir. Ancak çalışmalar sonunda gereken
ödenek bulunamadığı için bu Okulu kurmak mümkün olmaz.
Aşağıda bu yazışmanın Başbakanlık Osmanlı Arşivinde
29 Temmuz 1906 tarih ve BOA, Y. Mtv, Nr. 289/115 kayıt numarası ile bulunan
yazışmanın orijinal metnini görüp, çevirisini okuyacaksınız:





.

5 Haziran 2018 Salı

KBB EFEMERASI (167) Dr. Ümit Evran'ın mektubu-2


1970 yılında züğürt bir Tıp öğrencisi iken evine hırsız giren,
ancak evde hiçbir şey bulamayınca birşey almadan evden ayrılan hırsız'a
Ümit Evran tarafından yazılıp, Hasan Pulur'un köşesinde yayınlanan mektubun öyküsünü
geçen yazımızda iletmiştik:

................

Ümit Evran 1970'ten iki yıl sonra Tıbbiye'yi bitirir, Doktor olur. 1975 yılında gittiği Almanya'da Köln Üniversitesi ve Hannover Eyalet Hastanelerinde çalışır. 1982 yılında KBB Uzmanı olarak yurda döner. İzmir'de özel muayenehanesinde çalışmaya başlar. 8 yıl sonra artık varlıklı bir Hekimdir. 
1990 yılında bu kez varlıklı bir hekim iken hırsız, Dr. Ümit Evran'ın arabasına girer.  Geri kalan kısmını yine Hasan Pulur'un Milliyet Gazetesi'nin 3 Mart 1990 tarihli sayısındaki "Olaylar ve İnsanlar" sütunundaki Değişiklik başlıklı yazısından öğrenelim:


Bazıları, arada sırada biz dahil "Yahu bu memlekette hiçbir şey değişmiyor!" diye yakınıp dururuz... 
Acaba doğru mu?
Bir kere, bu memlekette hiçbir şeyin değişmediğini söylemek insafsızlık...
Görünen köy kılavuz istemez, yalnız "değişiklik" derken neyi amaçladığımız önemli üstelik değişiklik mutlaka ilerleyerek olmaz ki, bazı hallerde, toplumlardaki değişiklik geriye doğru da olur, onun için hemen "Hiç değişmiyoruz" diye kestirip atmak mümkün değil!
İnsanlar da değişiyor, olaylar da değişiyor, ama öyle ama böyle...
20 yıl önce 1970'te Ümit Evran adında bir tıp öğrencisinin çatı katındaki evine bir hırsız girmiş...
Hırsız girdiği evi ne yapar, soyar! 
Hayır, soymamış, o kadar insaflı davranmış ki, genç tıp öğrencisi, bizim köşenin aracılığıyla hırsıza teşekkür bile etmiş:
   "Sevgili Hırsız bey kardeşim,
1 Mayıs 1970 Cuma günü 16.50-17.00 sularında evimi ziyaretinde evde bulunamadığıma gerçekten çok üzgünüm. Senin için de benim gibi züğürt bir talebenin evini seçmiş olmak büyük bir şanssızlık. Her yeri karıştırmana rağmen her biri 60-70 lira olan kitaplarıma el sürmemen, tek eğlencem transistörlü radyomu bana çok görmemen, bir takım elbiseme dokunmaman inan ki, beni çok duygulandırdı. Ama böyle eli boş çıkman da beni çok üzdü. Bari küçük masa saatini alsaydın be kardeşim; bir hatıram olurdu.
   Gerçi on yedi senedir mektep kahrı çekiyoruz ama halâ bir baltaya sap olamadık. Bizde böyle be kardeşim, bozuk düzen! Bir hırsız kardeşimize ikram edecek bir eşyam bile yok. Ama sen meraklanma hiç! Yakında okulumu bitirip doktor oluyorum. O zaman bu meret düzende bizim de daha bir başka yerimiz olacak. Seni o zaman yine bekliyorum. Hem o zaman böyle kümes gibi, teras katta oturmayacağım. 
   Ve seni o zaman bu kadar mahzun, bu kadar eli boş yollamayacağımı ümit ediyorum. Öyle ya herkes emeğinin karşılığını almalı.
   ... Ve bütün saygıdeğer hırsızlarımız (!) senin kadar insaflı olmalı!"

Başında da söyledik ya aradan 20 yıl geçmiş, gelmişiz 1990'a, o yılların genç tıp öğrencisi, şimdi Dr. Ümit Evran, kulak burun boğaz uzmanı.
   Ne diyordu, o gün evine giren hırsıza?
   Hem bir şey çalmadığı için teşekkür ediyor, hem de "bu züğürtlük böyle sürüp gitmeyecek, ileride doktor olacağım, o zaman seni eli mahzun, eli boş bırakmam, beklerim!" diyordu.
   Hırsız, genç tıp öğrencisinin bu davetini unutmamış olacak ki...
   Ne mi oldu?
   Kendisinden dinleyin:
   "Gerçekte, 20 yıl önce o mektubu yazmamdaki amacım davet filan değil, bir çeşit kara mizahtı. Ne var ki, Bay Hırsız bu daveti unutmamış ve fazla ciddiye almış...
   Ve de rövanşı çok kötü aldı!
   Geçenlerde şifreli evrak çantasında 10 milyon lira vardı. Çantayı birkaç saatliğine arabanın bagajında bırakmıştım. Döndüğümde ise, Bay Hırsız rövanşı almıştı!
   Artuk ne kara mizah yapıyorum, ne de yeni bir davette bulunuyorum. Daha da önemlisi para dolu çantayı bir daha bagaja bırakmıyorum.
   Bütün hırsızlara duyurulur!"

   Şimdi gelin de bakalım, "Bu memlekette bir şey değişmiyor" deyin bakalım.
   Yirmi yıl önce, evinde hırsızın bile çalacak bir şey bulamadığı genç tıp öğrencisi, bugün arabasının bagajına koyduğu şifreli çantasında 10 milyon liracık taşıyan ve çaldıran bir doktor...
   Daha ne istiyorsunuz!
   Baksanıza dün züğürtlük günlerinde hırsıza meydan okuyup, dalga geçerken, bugün pes etmiş, "Kara mizah, davet filan yok!" diyor...
   Eeee, mal, canın yongasıdır, şakaya gelmez!
.