19 Ocak 2016 Salı

KBB EFEMERASI (54) otopsi sahnesi


Prof.Dr. M.Safa Karatay, 1911 ( 1327 ) tarihinde Konya Kadınhanı’nda doğdu. İlk ve orta öğrenimini, babasının memuriyeti nedeniyle Anadolu’nun değişik yerlerinde yaptıktan sonra  son olarak Kuleli Askeri Lisesinden mezun oldu. Askeri Tıbbiyeyi 1938 yılında bitirdi. Kıt’a hizmetinden sonra Ankara Gülhane Asker Hastanesi'nde KBB ihtisasına başladı. Burada, düşen bir uçağın pilotuna yaptığı başarılı plastik ameliyatların, devrin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün dikkatini çekmesi üzerine ihtisas üstü çalışmalarda bulunmak üzere ABD’ye gönderildi. New York Columbia Üniversitesi Presbitarian Hastanesinde çalışmalarını tamamladıktan sonra yurda dönerek Kasımpaşa Asker Hastanesi’ndeki görevine başladı.

Ellili yılların ortasında, dışardan sınavlara girerek Doçentlik ünvanını aldı ve o zamanki İ.Ü Rektörü Ord.Prof.Dr.Kazım İsmail Gürkan’ın çabaları ile İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne intisap etti. 1961 yılında Profesör ünvanını aldı ve KBB Kürsü Başkan oldu
1968-1970 ve 1970-1972 yılları arasında iki dönem İstanbul Tıp Fakültesi Dekanlığı yaptı.
1979 yılına kadar sürdürdüğü Kürsü Başkanlığı ve Öğretim Üyeliği görevinden aynı yıl emekliliğini isteyerek ayrıldı. Prof. Dr. Sefa Karatay 30 Temmuz 2008 tarihinde vefat etti.

Aşağıda onun hiç bilinmeyen ve 1938 yılında, Ankara GATA'da KBB Asistanı iken yaptığı "OTOPSİ SAHNESİ" başlıklı bir tablosunu görüyoruz. Bu tablo, İstanbul Üniversitesi Tıp Tarihi Bölümü'nün Müzesinde bulunmaktadır.

.



12 Ocak 2016 Salı

KBB EFEMERASI (53) kulak iltihabı


1908 tarihli Hıfz-üs-sıhha Dergisinde yayınlanmış aslında İnfluenza Enfeksiyonları
anlatan bir yazı dizisinin Kulak İltihabına yol açtığını anlatan bir bölümü.
Hıfz-üs-sıhha Dergisi, İzmir'de yayınlanan bir Tıp dergisi. 
Önemi ise İstanbul dışında yayınlanan ilk Türkçe Tıp Dergisi olması.
1908 yılında yayın hayatına başlıyor. 
Yukarıda orijinal örneğini gördüğünüz makale, 
derginin 7 Eylül 1324 (20 Eylül 1908) tarihli 19. sayısından alındı.
Osmanlıca metni ve Türkçe çevrimi aşağıdadır:


Kulak İltihabı  (Osmanlıcası)
Şâyân-ı kayd ü iş’âr olan bu kulak ufûneti enfluenzanın mühim ihtilâtlarından biridir; buna mübtelâ olan hastalarda hafif, şiddetli kulak ağrılarıyla beraber oldukca uzun sürer cerahatli akıntılar görülür.
Bu ağrılar kulak zarının delinüb kulağın iç ve ortasında bulunan cerahatin hârice akmasıyla kesilür.
Bazı defa da kulak kemiğinin içinde bulunan küçük yuvalarda bu enfluenza bir takım fenalıklar hâsıl etdiği ve mürûr-ı zamanla bu fenalıklar vahîm ârazlara bâis olduğu içün vakit geçirimeksizin ameliyat yapılub def’-i mazarrat edilir.
Enfluenza iltihâb-ı mesâne, iltihâb-ı mecrâ-yı bevl, iltihâb-ı mehbil ve daha sâire gibi birçok iltihâblarla da ihtilât eder.
Enfluenza hastalığın devam etdiği esnada vücuda kırmızı püskürmeler, dane şeklinde indifâlaât, kan çıbanı tarzında çıbanlar ekseriyetle görülür.
Bazı seneler enfluenzanın istilâsında vücudun bir tarafından kan çıkmak gibi alâmetler de müşâhede edilir. Mesalâ: Enfluenzanın yukarıda tarif etdiğimiz alâimine kan tebevvül etmek, rahimden kan gelmek, burun kanamak gibi alâmetler de karışır.
                                                                                                                                           Mâb’adı var
..........

Kulak İltihabı (Türkçesi)
Kayda ve bildirilmeye değer olan bu kulak iltihabı influenzanın önemli hastalıklarından biridir; buna tutulan olan hastalarda hafif, şiddetli kulak ağrılarıyla beraber oldukça uzun sürer cerahatli akıntılar görülür.
Bu ağrılar kulak zarının delinip kulağın iç ve ortasında bulunan cerahatin dışarıya akmasıyla kesilir.
Bazı defa da kulak kemiğinin içinde bulunan küçük yuvalarda bu influenza bir takım fenalıklar oluşturduğu ve zaman geçtikçe bu fenalıklar korkutucu bozukluklara neden olduğu için vakit geçirmeksizin ameliyat yapılıp hastalık uzaklaştırılır.
İnfluenza mesane iltihabı, idrar yolları iltihabı, rahim iltihabı ve daha sâire gibi birçok iltihaplarla da karşımıza çıkar.
İnfluenza hastalığın devam ettiği sırada vücuda kırmızı püskürmeler, tane şeklinde döküntüler, kan çıbanı tarzında çıbanlar çoğunlukla görülür.
Bazı seneler influenzanın salgınında vücudun bir tarafından kan çıkmak gibi belirtiler de görülür. Örneğin: İnfluenzanın yukarıda tarif ettiğimiz belirtilerine kan işemek, rahimden kan gelmek, burun kanamak gibi belirtiler de karışır.
                                                                                                                                             Devamı var

 (NOT: Orijinal makaleyi ileten ve tercümesini yapan 
değerli meslektaşım Dr. Mustafa Çulfaz'a içten teşekkür ederim) 

.


  

  

   

5 Ocak 2016 Salı

KBB EFEMERASI (52) ziya nuri paşa'ya bir ithaf notu


Dr. Ziya Nuri Birgi5 Ağustos 1872 de İstanbul’da doğdu. İlk ve Orta Öğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra, Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye’ye  kaydoldu ve 11 Şubat 1888 de Askeri Tıbbiye’den Tıp Doktoru Diploması’nı aldı.  6 ay  Haydarpaşa Hastanesinde Tabip Muavinliği yaptıktan sonra,  1890 yılında Müsabaka Sınavı ile  Emraz-ı Umumiye (İç Hastalıkları)  Ders Muavinliğine tayin edilir.  1892’de İstanbul Kolera Salgını sırasında Fatih Bölgesinden sorumlu Kolera Mücadele Hekimliği yapar. 1894 yılında Mekteb-i Tıbbiye Muallimler Meclisi’nin (Profesörler Kurulu) seçme sınavı ile  Berlin’e gönderilir. Burada, Kaiser  Wilhelm Akademisi’nde ilk sınıftan başlayarak Tıp Fakültesini yeniden okur ve 15 Mart 1898’de bu Akademi’den yeniden Tıp Doktoru Diplomasını alır.

Hemen sonrasında, Kulak ve Boğaz Kliniğine Asistan kabul edilerek, bir yıl Charité Hastanesi Kulak Kliniğinde Prof. Trautmann ile ve bir yıl da Kulak-Boğaz Kliniğinde  Prof. Fraenkel  yanında Asistanlık yaparak  KBB  Uzmanı olur. Bu eğitimi sırasında Hartmann ve  Babinski Poliklinikleri’ne devam eder. Bir ay süreyle Paris’e giderek  Lermoyez  ve Castexin  Servislerinde  gözlemlerde bulunur. Asistanlığının bitiminde Leipzig ve Halle’ye giderek bilgi ve görgüsünü arttırır. Viyana’da Urbantisch ve Chiari Klinikleri’nde  incelemelerde bulunur.

1900 yılı Şubat ayında İstanbul’a dönerek Gülhane Hastanesi’nde Üzniye, Enfiye ve Hançereviye  (KBB)  tedrisine (öğretimine)  tayin edilir ve  bu Servisi yeniden kurar.  1902 yılında ilave-i memuriyetle (ek görevle)  Şişli Etfal Hastanesi’ne tayin edilir. 1908’de  Meşrutiyet’in  ilanında,  Mekteb-i  Tıbbiyelerin  tevhidiyle  (Sivil  ve  Askeri  Mekteplerin  birleştirilmesiyle)  oluşturulan  Tıp  Fakültesi’nde  Seririyat-ı  Üzniye  ve  Hançereviye  Muallimliği’ne  (Profesörlük)  intihab  edilir  (seçilir).  Haydarpaşa’daki  Kliniği  yeniden  düzenler.    1910  Balkan  Harbinin  ilanı  ile  Selanik  mıntıkasına  Ordu  Sıhhiye  Müşaviri  ve  Merkez  Hastanesi  Mütehassıslığı  ile  vazife yapar.  Eylül  ayında,  Fakülte’ye  yeniden  tayin  edilir. 1912  Harb-i  umumi  Seferberliği’nde  (I.  Dünya  Savaşı),  İhtiyat  Asker  Hastanesi  ilan  edilen  Tıp  Fakültesi  Hastanesi’ne  Sertabip  (Başhekim)  olarak tayin  edilir ve  Çanakkale  Savaşının  sonuna  kadar  bu  görevde  kalır.  1913 Temmuz’unda  İzmir  Fırkası  Askere  alma  ve Sıhhiye  İşlemlerini  tefdişle  memur  Heyet  Reisi  olarak  gönderilir  ve  bu  vazifesinin  sonunda  tekrar  Fakülte  Başhekimliği ile  görevlendirilir. 1918  yılında  I.  Dünya  Savaşı  sonrasında  Askerlikten  Livalık  (Tuğgeneral)  rütbesiyle  emekliye  ayrılır.  1919 senesi  Kasım ayında   Fakülte  Riyasetine  (Dekanlık)  seçilir,  bu  görevi  1,5  yıl  sürer.İstiklal  Savaşı  sırasında  Fakültede  öğretimine  devam  eder. 1933  yılında Atatürk’ün  Üniversite  Reformu  sırasında  Fakültedeki  kadrosuna  son  verilir.  1 yıl  sonra  fahri  olarak yeniden  Kürsü’ye  davet  edilir. 1933  Emekli  olduktan  sonra  seçimlere  katılır  ve Cumhuriyet  Halk  Fırkası’ndan  (CHP)  Kocaeli  Milletvekili seçilir.  7 Kasım  1936  da  Ankara’da,  kısa süren bir  Zatürrie hastalığı  sonunda  vefat  eder.

Aşağıda, Ziya Nuri Paşa'ya sunulan bir kitabın ithaf notunun Osmanlıcası 
ve günümüz Türkçesiyle anlamını göreceksiniz:


Tıb Fakültesi kulak, boğaz, burun serîriyâtı müderrisi pek muhterem ve kıymetdâr 
Ziya Nuri Paşa’ya ebedî ve bîpâyân şükranlarımızın nâçîz bir hâtırâsı olmak üzere ithâf olundu.
................

(Tıp fakültesi kulak, boğaz, burun klinikleri profesörü sayın ve çok değerli
Ziya Nuri Paşa’ya sonsuz şükranlarımızın küçük bir anısı olmak üzere sunuldu.) 

.