24 Nisan 2018 Salı

KBB EFEMERASI (161) İlk Larenjektomi


Tababet-i Seririye (La Clinique) İstanbul'da 15 günde bir yayınlanan bir Tıp Dergisidir.
Bu Derginin, 15 Haziran 1914 tarihli 12. sayısının 257 ve 258. sayfalarında Dr. Nuri Raif
ve  Dr. Şefik Hidayet tarafından yayınlanan makalede İstanbul Şişli Çocuk Hastanesi'nde
1914 yılında, Türkiye'de ilk kez yapılan bir Total Larenjektomi ameliyatı yayınlanmıştır.

Ses kısıklığı şikayetiyle Şişli Etfal Hastanesine müracaat eden 55 yaşındaki bir hastada Larenksini tamamen dolduran tümöral bir kitle saptanmış ve yapılan biopsi neticesinde 26 Nisan 1914 tarihinde Total Larenjektomi ameliyatı uygulanmıştır.

Ameliyat, Chloretan'lı Ether ve % 0.5'lik Cocain solüsyonu 10 cc kullanılarak yapılmış ve  
o dönemde en çok korkulan Pnömoni nedeniyle hasta iki gün bahçede mobilize edilmiş,
yarası kapandıktan sonra hasta taburcu edilmiştir.

Aşağıda Osmanlı döneminde uygulanan ilk Larenjektomi ameliyatının
Tababet-i Seririye Dergisinde yayınlanmış şeklinin günümüz Türkçesine
uyarlanmış biçimiyle okuyacaksınız:


İstisâl-i Hançere-i Tâm / Laryngectomie total

Etfâl Hastahânesi Ser Operatörü Raif Nuri ve Muavini Şefik Hidayet

   Hasta elli beş yaşlarında Haydar Bey;
   Hastada birkaç aydan beri seste bir değişiklik ve yavaş yavaş solunum güçlüğü husule gelmeye başlamış ve bu güçlük artarak trakeotomi yapılmağa ihtiyaç hâsıl olmuş. Mütehassıslar tarafından larenksin muayenesinde bütün larenks içini vejetan tümörün kapladığı görülerek ufak bir parça tetkik için alınmış, vejetan tümör kanserinden ibaret olduğu anlaşılmış ve ameliyat yapılarak harabiyete uğrayan gırtlak kısımlarının çıkarılması teklif edilmiştir.

   Hasta, 26 Nisan sene 330 (9 Mayıs 1914) tarihinde ameliyat yapılmak üzere hastaneye dâhil oldu. Ameliyat sahası yüzde olduğu ve hava yolu üzerinde çalışılacağı için hastaya anestezi için Amerikan usulü kloretonlu eter lavmanı yaptık. Hastada çocuklardaki gibi genel anestezi hâsıl olmadı. Yalnız genel durumunda bir rehavet, bütün sinir sisteminde bir gevşeklik husule geldi. İlâveten mevzii olarak (kokain)in yüzde yarım eriyiğinden de on santimetre küp kadar zerk ettik. Ve trakeadan bronş salgısının hem ameliyat sahasını kirletmemesi ve hem de etrafı bulaştırmaması için adı geçen boru içine kalın ve uzun lastik boru geçirildi. Ve lastik borunun ağzını ameliyat sahasından aşağı verdik. Ve bu önlemden pek güzel istifade edildi. Ameliyata başlanıldı. İnsizyon H şeklinde yapıldı. Superior transvers insizyon hyoid kemik hizasından geçmek ve her iki sternocleidomastoid kas alt kenarlarına kadar sürmek, inferior transver insizyon ise evvelce yapılan trakeotomi açıklığının biraz üstünde ve yine adı geçen kasın alt kenarlarına kadar, longitudinal insizyon ise her iki transversal insizyonun ortasında birleşmek üzere yapıldı. Özel yöntemleri dâhilinde disseksiyona başlanıldı. Ve disseksiyon aşağıdan yukarıya doğru yapıldı. Ameliyat sahasında tiroid bezinin sol lobu da tutulu olduğu için çıkarıldı. Epiglot salim görüldü, bırakıldı.

   Hastalık bütün gırtlağı kaplamış olduğu için larenk tamamıyla ve pek uygun bir disseksiyon ile çıkarıldı. Farenksin ön duvarı zedelenmedi. Üst kısımlarda farenks dikkatle, üç sütür de hyoid kemikten geçmek üzere kapatıldı ve iki tabaka üzerine bütün yara ufak bir meç bırakılarak kapatıldı. Sütür için katgüt kullanıldı. Ve evvelce yapılan trakeotomi açıklığından trakeal kanül çıkararak yeni trakeostomi kesisine sokuldu. Ve trakeostomi de kren ile daire şeklinde cilde tespit edildi ve ameliyata son verildi.

Cerrahi kitaplarında ameliyatı izleyerek hastanın üç dört güne kadar baş aşağı yatırılması tavsiye edildiği halde biz hastayı ameliyattan sonra oturttuk. Ve iki saat sonra hasta yürüyerek balkona çıkıp oturdu. Ve ikinci günü de bahçede gezindi. Ve izlenen usulün tersine olarak yaptığımız şu önlemle en çok korkulan zatürreenin önünü almış olduk.

   Düzenlenmiş kitaplarda hastanın ameliyattan dört gün sonraya kadar sonda ile sıvı verilerek beslenmesi tavsiye edilirken biz hastaya yarım saat sonra süt ve su verdik. Pek güzel aldı.
   Dört gün kadar sorunsuz geçti. Beşinci günü farenkse konan sütürlerden ikisi gevşedi. Ve yaradan hastanın aldığı sıvı maddelerden pek az kısmı dışarıya gelmeye başladı. Derhal iki (sekonder sütür) ile kapadık ve pek güzel tuttu.

   Hasta halen yaraları tamamıyla kapanmış olduğu halde hayatını sürdürmektedir. Ve biz en büyük başarı olmak üzere disseksiyonun aşağıdan yukarıya daha kolaylıkla ve düzenli yapılmasını ve farenksin sütürasyonunda son derece dikkat edilmesini gösterebiliriz.
   
Nispeten güzel neticelenen bu ameliyatı, mühim bir müşahede olmak üzere Sayın arkadaşlarımızın değerlendirmelerine arz ediyoruz.           
..........
              
 (NOT: Yayını Osmanlıca'dan günümüz Türkçesine çeviren
sayın Dr. Mustafa Çulfaz'a teşekkür ediyorum)
.

1 yorum: