29 Mayıs 2018 Salı

KBB EFEMERASI (166) Dr. Ümit Evran'ın mektubu-1


Dr. Ümit Evran, 1972 Yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi.
1975 de gittiği Almanya’da Köln Üniversitesi Solingen Hastanesi ve
Hannover Eyalet Hastanesi’nde mesleki çalışmalar yaptı.
Yurda döndüğü 1982  yılından  beri İzmir’de KBB uzmanı olarak görev yapmaktadır.

Dr. Evran hobi olarak antika ile ilgilenmekte ve
yayımlanmış çeşitli kitap ve hikayeleri bulunmaktadır.
       2000 yılında "Geçmişten Günümüze Kırkağaç",
2005 yılında "Doktorun Biri" ve 2017 yılında "Sinek ve Adam" isimli kitapları yayınlanmıştır.   
       Hikayeleri 2014 yılında Ankara Tabip Odası Kısa Hikaye Yarışması’nda ikincilik, 
2014 Homeros Kısa Öykü Yarışması’nda mansiyon, 
Hematolojik  Onkoloji Derneği Hikaye  Yarışması’nda  2015 de birincilik ve
2016 yılında  mansiyon ödülü  kazanmış ve bir hikayesi de
2016 yılı Ankara Tabip Odası Hikaye Yarışması’nda yayımlanmaya değer bulunmuştur.

...............

Ümit Evran, İstanbul'da henüz züğürt bir Tıp talebesi iken 1 Mayıs 1970 tarihinde evine hırsız girer. Hırsız, evde alacak bir şey bulamaz. O dönemlerde Tıp öğrencisi olan Ümit Evran, hırsızına açık bir teşekkür mektubu yazarak Milliyet Gazetesi "Olaylar ve İnsanlar" köşe yazarı Hasan Pulur'a gönderir ve Hasan Pulur da bu mektubu 8 Mayıs 1970 tarihli köşesinde yayınlar:

Milliyet, 8.05.1970 Olaylar ve İnsanlar-Hasan Pulur
                                                                                                                               (devamı gelecek)
.

22 Mayıs 2018 Salı

KBB EFEMERASI (165) Raşid Efendi yerine Salahaddin Efendi



Almanya'da Ağız Burun ve Kulak Hastalıkları alanında
3.5 yıl eğitim gören Bnb. Raşid Efendi'nin yerine
Donanma-yı Hümayun Doktorlarından 
Kolağası Salahaddin bin Talat'ın 
gönderilmesi ile ilgili belge:

BOA, Y.Mtv, Nr. 307/135
...............

Devletlü Efendim Hazretleri, 24 Mart 1908

Saye-i inayetvaye-i cenab-ı hilâfetpenahide Almanya hastanelerinde ağız burun ve kulak hastalıkları hakkında 3.5 sene ameliyat ve tecarüb  görerek bu defa avdet etmiş olan Binbaşı Raşid Efendi'nin yerine aynı maaş ve harcırah ita kılınmak üzere Donanma-yı Hümayun etibbasından Sol Kolağası Salahaddin bin Talat Efendi'nin izamı varid hatır kahir olmuş ise de emr ü irade-i seniyye cenab-ı hilâfetpenahi her ne vechile şeref-südur ve sünuh buyurulur ise mantuk-ı münifi icra kılınacağı muhat-ilm-i ali buyuruldukda ol babda ve her halde emr-i ferman hazret-i veliyülemirindir.
Bahriye Nazırı


.

15 Mayıs 2018 Salı

KBB EFEMERASI (164) Dr. İrfan Altınay'ın notu


GATA 1955, ön sırada solda en başta Dr. İrfan Altınay ve
ortada GATA KBB Klinik Şefi Prof. Vahdettin Ozan bulunmaktadır )

İrfan Altınay, 1924 yılında Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde doğdu. İlk tahsilini Bitlis'te, 
orta ve lise tahsilini de parasız yatılı olarak Diyarbakır'da tamamladı.
1941 yılında İstanbul'da Askeri Tıbbiye'ye girdi.
1946 yılında yeni açılan Ankara Tıp Fakültesine nakletti ve 
1947 yılında buradan Tıp Doktoru ünvanını aldı. Bir yıllık Gülhane eğitiminden sonra
Gaziantep, Kars ve Trakya'ya gönderilerek 5 yılda kıta hizmetlerini tamamladı.
1953 yılında GATA KBB Kliniğine, Asistan olarak girerek 1956 yılında
KBB Hastalıkları Mütehassısı oldu. Bir yıl Etimesgut Hava Hastanesinde çalıştıktan sonra
istifa ederek Askeriyeden ayrıldı ve Giresun Devlet Hastanesine tayin edildi. 
Burada 5 yıl çalıştıktan sonra 1963 yılında Samsun Askeri Hastanesine girdi ve
1967 yılında buradan emekli olduktan sonra da Samsun'da Gazi Meydanı'ndaki
Hastane sokak, Akhan Kat 2, No:3 'de bulunan özel Muayenehanesinde
çok sevilen bir Hekim olarak, uzun yıllar çalıştı ve
2007 yılında Adana'da vefat etti.

...............

Aşağıda Dr. İrfan Altınay'ın Samsun'dan ayrılmadan önce bana hediye ettiği
bir KBB kitabının içerisinden çıkan ve 1950'li yıllarda
hastanın işitmesinin fısıltı ile değerlendirilmesinde
fısıltıyı duyduğu uzaklığa göre kaç Desibel işitme kaybı 
olabileceğinin tahmin edildiği kendi el yazısı ile yazılmış bir notu görüyoruz:

.

8 Mayıs 2018 Salı

KBB EFEMERASI (163) Dr. A. Kadir Tanyeri Reçetesi





Dr. Abdülkadir Tanyeri1919 yılında Besni'de doğdu. İlk öğrenimini Malatya, Orta öğrenimini Sinop ve Lise öğrenimini de Trabzon'da tamamladı. 1939 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden 1945 yılında Tıp Doktoru Diplomasını aldı. Yozgat'ın Sorgun ilçesinde "Sıtma Savaş Tabibi" ve  Ordu'nun Ünye ilçesinde de "Belediye Tabibi" olarak çalıştı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Hastanesi'nde 1957 yılında KBB Mütehassısı olduktan 7 gün sonra ABD'ne gitti. 3 yıl süreyle Kansas'da KBB Residentliği yaptı. American Rhinologic Society'nin Başkanı Dr. Maurice Cottle'ın ilk öğrencilerindendi. 1961 yılında yurda dönüp, Ankara Numune Hastanesi KBB Şefliğine atandı. 15 yıl da Ankara Hastahanesi KBB Şefliği yaptı. 1977 yılında emekliye ayrıldı. 2000 yılına kadar Özel Muayenehanesinde çalıştı. 2009 yılında  90 yaşında vefat etti.


2018 yılı Mart ayı içerisinde Ankara Numune Eğitim Araştırma Hastanesi'nde 
çalışmakta olan KBB Uzmanı Dr. Deniz Baklacı'ya bir hasta gelir.
Elinde 41 yıl önce Dr. A. Kadir Tanyeri tarafından yazılmış bir reçete vardır.
Hasta, elindeki reçetede yazılı ilaçlardan çok yarar gördüğünü,
tekrar muayene olmak üzere Dr. A. Kadir Tanyeri'nin muayenehanesine gittiğini
ancak muayenehanesinin kapalı olduğunu gördüğünü ve
Hekiminin dokuz yıl önce ölmüş olduğunu öğrendiğini söyler.
Dr. Deniz Baklacı hastasını muayene eder ve
yeni bir reçete yazarak hastasının tedavisini yapar.

İyi Hekimlik işte böyle bir şeydir.
Hastaya yaptığınız bir muayeneden 41 yıl geçse bile,
hatta ölümünüzden 9 yıl geçmiş bile olsa aranırsınız...

Dr. Abdülkadir Tanyeri'nin 2.12.1977 tarihli reçetesi aşağıdadır:


(Reçeteyi ileten Dr. Deniz Baklacı'ya teşekkürlerimle)
.

1 Mayıs 2018 Salı

KBB EFEMERASI (162) Bir KBB Tabibinden daha fazlası



Kendisinin Özgeçmişi hakkında fazla bilgimizin olmadığı
İzmir'li KBB Tabibi Midhat Efendi
bir ay süreyle gittiği İstanbul'dan dönerek
Kemeraltı Merkez Eczanesi'nde
hastalarını öğlenden sonra kabul etmeye başladığını
16 Nisan 1902 tarihli Ahenk Gazetesi'ne
verdiği şu ilanla hastalarına duyurur:


Doktor Midhat
Kulak, Boğaz ve Burun Tabibi
Bazı mesalih-i zatiyesinin tesviyesi için bir aydan beri Dersaadet’te bulunan Doktor Midhat Bey bu kere avdetle kemafi’s-sabık Kemeraltı’nda Merkez Eczanesi’nde Cuma ve Pazar’dan maada her gün öğleden sonra bulunup her nevi sağırlıklarla, kulak akıntıları, burun ve boğaz hastalıkları, bademcikler vesaireyi ve yeni ve eski belsoğukluğu ve frengi hastalıklarını az zamanda ve yeni usulde teşfih ve kasık yarığını bila-tehlike on beş günde bi’l-ameliye tedavi eylediği gibi bi’l-cümle ameliyat-ı cerrahiyeyi usul-i dafiü’t-teaffüne tevfikan icra eyler.

(NOT: ilanı bana ileten sayın Erkan Serçe'ye teşekkürlerimle)

.

24 Nisan 2018 Salı

KBB EFEMERASI (161) İlk Larenjektomi


Tababet-i Seririye (La Clinique) İstanbul'da 15 günde bir yayınlanan bir Tıp Dergisidir.
Bu Derginin, 15 Haziran 1914 tarihli 12. sayısının 257 ve 258. sayfalarında Dr. Nuri Raif
ve  Dr. Şefik Hidayet tarafından yayınlanan makalede İstanbul Şişli Çocuk Hastanesi'nde
1914 yılında, Türkiye'de ilk kez yapılan bir Total Larenjektomi ameliyatı yayınlanmıştır.

Ses kısıklığı şikayetiyle Şişli Etfal Hastanesine müracaat eden 55 yaşındaki bir hastada Larenksini tamamen dolduran tümöral bir kitle saptanmış ve yapılan biopsi neticesinde 26 Nisan 1914 tarihinde Total Larenjektomi ameliyatı uygulanmıştır.

Ameliyat, Chloretan'lı Ether ve % 0.5'lik Cocain solüsyonu 10 cc kullanılarak yapılmış ve  
o dönemde en çok korkulan Pnömoni nedeniyle hasta iki gün bahçede mobilize edilmiş,
yarası kapandıktan sonra hasta taburcu edilmiştir.

Aşağıda Osmanlı döneminde uygulanan ilk Larenjektomi ameliyatının
Tababet-i Seririye Dergisinde yayınlanmış şeklinin günümüz Türkçesine
uyarlanmış biçimiyle okuyacaksınız:


İstisâl-i Hançere-i Tâm / Laryngectomie total

Etfâl Hastahânesi Ser Operatörü Raif Nuri ve Muavini Şefik Hidayet

   Hasta elli beş yaşlarında Haydar Bey;
   Hastada birkaç aydan beri seste bir değişiklik ve yavaş yavaş solunum güçlüğü husule gelmeye başlamış ve bu güçlük artarak trakeotomi yapılmağa ihtiyaç hâsıl olmuş. Mütehassıslar tarafından larenksin muayenesinde bütün larenks içini vejetan tümörün kapladığı görülerek ufak bir parça tetkik için alınmış, vejetan tümör kanserinden ibaret olduğu anlaşılmış ve ameliyat yapılarak harabiyete uğrayan gırtlak kısımlarının çıkarılması teklif edilmiştir.

   Hasta, 26 Nisan sene 330 (9 Mayıs 1914) tarihinde ameliyat yapılmak üzere hastaneye dâhil oldu. Ameliyat sahası yüzde olduğu ve hava yolu üzerinde çalışılacağı için hastaya anestezi için Amerikan usulü kloretonlu eter lavmanı yaptık. Hastada çocuklardaki gibi genel anestezi hâsıl olmadı. Yalnız genel durumunda bir rehavet, bütün sinir sisteminde bir gevşeklik husule geldi. İlâveten mevzii olarak (kokain)in yüzde yarım eriyiğinden de on santimetre küp kadar zerk ettik. Ve trakeadan bronş salgısının hem ameliyat sahasını kirletmemesi ve hem de etrafı bulaştırmaması için adı geçen boru içine kalın ve uzun lastik boru geçirildi. Ve lastik borunun ağzını ameliyat sahasından aşağı verdik. Ve bu önlemden pek güzel istifade edildi. Ameliyata başlanıldı. İnsizyon H şeklinde yapıldı. Superior transvers insizyon hyoid kemik hizasından geçmek ve her iki sternocleidomastoid kas alt kenarlarına kadar sürmek, inferior transver insizyon ise evvelce yapılan trakeotomi açıklığının biraz üstünde ve yine adı geçen kasın alt kenarlarına kadar, longitudinal insizyon ise her iki transversal insizyonun ortasında birleşmek üzere yapıldı. Özel yöntemleri dâhilinde disseksiyona başlanıldı. Ve disseksiyon aşağıdan yukarıya doğru yapıldı. Ameliyat sahasında tiroid bezinin sol lobu da tutulu olduğu için çıkarıldı. Epiglot salim görüldü, bırakıldı.

   Hastalık bütün gırtlağı kaplamış olduğu için larenk tamamıyla ve pek uygun bir disseksiyon ile çıkarıldı. Farenksin ön duvarı zedelenmedi. Üst kısımlarda farenks dikkatle, üç sütür de hyoid kemikten geçmek üzere kapatıldı ve iki tabaka üzerine bütün yara ufak bir meç bırakılarak kapatıldı. Sütür için katgüt kullanıldı. Ve evvelce yapılan trakeotomi açıklığından trakeal kanül çıkararak yeni trakeostomi kesisine sokuldu. Ve trakeostomi de kren ile daire şeklinde cilde tespit edildi ve ameliyata son verildi.

Cerrahi kitaplarında ameliyatı izleyerek hastanın üç dört güne kadar baş aşağı yatırılması tavsiye edildiği halde biz hastayı ameliyattan sonra oturttuk. Ve iki saat sonra hasta yürüyerek balkona çıkıp oturdu. Ve ikinci günü de bahçede gezindi. Ve izlenen usulün tersine olarak yaptığımız şu önlemle en çok korkulan zatürreenin önünü almış olduk.

   Düzenlenmiş kitaplarda hastanın ameliyattan dört gün sonraya kadar sonda ile sıvı verilerek beslenmesi tavsiye edilirken biz hastaya yarım saat sonra süt ve su verdik. Pek güzel aldı.
   Dört gün kadar sorunsuz geçti. Beşinci günü farenkse konan sütürlerden ikisi gevşedi. Ve yaradan hastanın aldığı sıvı maddelerden pek az kısmı dışarıya gelmeye başladı. Derhal iki (sekonder sütür) ile kapadık ve pek güzel tuttu.

   Hasta halen yaraları tamamıyla kapanmış olduğu halde hayatını sürdürmektedir. Ve biz en büyük başarı olmak üzere disseksiyonun aşağıdan yukarıya daha kolaylıkla ve düzenli yapılmasını ve farenksin sütürasyonunda son derece dikkat edilmesini gösterebiliriz.
   
Nispeten güzel neticelenen bu ameliyatı, mühim bir müşahede olmak üzere Sayın arkadaşlarımızın değerlendirmelerine arz ediyoruz.           
..........
              
 (NOT: Yayını Osmanlıca'dan günümüz Türkçesine çeviren
sayın Dr. Mustafa Çulfaz'a teşekkür ediyorum)
.

17 Nisan 2018 Salı

KBB EFEMERASI (160) 4. Balkan Tıp Kongresi


Balkan Tıp Kongrelerinden ilki 1932'de Atina'da,
ikincisi 1933'de Belgrat'da, üçüncüsü 1935'de Bükreş'de ve
dördüncüsü de 7-13 Ekim 1936 tarihlerinde İstanbul'da toplandı.
Bu Toplantının Logo ve Rozeti
Tıp Tarihi Hocası Dr. Süheyl Ünver tarafından çizilmiş ve
Kongrenin açılışı 7 Ekim 1936 Çarşamba günü
geniş bir katılıma Yıldız Sarayı'nda yapılmıştı.





Toplantının 2. ve 3. günlerinde KBB Mütehassısı Dr. Nikolas Taptas
"Yüz Ağrılarının Gasser Ganglionuna Alkol Enjeksiyonu ile Tedavisi" ve 
"Larenks Kanserlerinde Total Larenjektomi" başlıklı 2 sunum yapmıştı.


Bu etkileyici Toplantının sonunda 5. Balkan Kongresi'nin de 
iki yıl sonra 1938'de yine Türkiye'de yapılmasına karar alındı ve 
Toplantının ana amacının "yaklaşmakta olan II. Dünya Savaşının önlenmesi"
konusunda olması kararlaştırılmıştı.
Ancak, gelişen olaylar ve 1939'da II. Dünya Savaşı'nın başlaması nedeniyle
Toplantı yapılamadı ve Balkan Kongreleri bundan sonra 
24 yıl süreyle hiç yapılamadı. 
6. Balkan Kongresi uzun bir aradan sonra
1962 yılında Bükreş'de toplanabildi.
.