27 Şubat 2018 Salı

KBB EFEMERASI (153) İlk defa Türkiyede Yapılan Ameliyat



ABD'de yayınlanan Reader's Digest benzeri bir dergi olan
"Bütün Türkiye" Dergisi
Türkiye'de de ilk kez 1951 yılında yayınlandı.
Bu derginin 1951 yılı Nisan sayısında
"İlk defa Türkiyede Yapılan Ameliyat" başlıklı ve 
yazarı belli olmayan bir haber yazısı yayınlandı.
Aşağıda bu yazıyı okuyacaksınız:
...............

İlerleyen tababet ilmi, her hangi bir sebeple, kulağı arızalanıp işitmeyen kimselerin kulaklarını işitir hale koymaktadır. Amerikalıların buldukları yeni usul, memleketimizde de tatbik edilmektedir. Geçenlerde iki vatandaşımızın işitmeyen kulakları, Cerrahpaşa hastahanesi kulak, burun ve boğaz hastalıkları kliniğinde yapılan fenestrasyon ameliyatı ile açılmıştır. Ameliyatı yapan Dr. Nejat Kulakçıdır.

Kendi kendine sağır olan kulağı işitir hale gelen bu vatandaşlardan biri, 20 yaşında Münire Atay adında bir kızcağızdır. Kendisi aslen Çemişkezekli olup İstanbulda oturmaktadır. "Çok doktorlara gittim, hiçbir fayda vermedi" diyor.

Ameliyat olanlardan diğeri Ünye ilçesine bağlı Tekkiraz bucağı müdürü Vahid Uzerdir. Diyor ki: "Zaten, böyle akıntılı bir ameliyatın tehlikeli olduğunu ve sonunda büsbütün sağır kalacağımı söylüyorlardı. Şimdi, hem işitiyorum, hem de iltihap kesildi".
"- Kulağım 20 senedir iltihaplı bir halde idi. Ümitsizdim".

Kendisi ile konuştuğumuz, mütehassıs Dr. Nejat Kulakçı bu hususta şunları söyledi:
"- Fenestrasyon ameliyatı, Amerikada kuru kuruya başlayan sağırlıklara, yani akmayan ve kokusu olmayan kulaklara tatbik edilmekte ve çok müsbet neticeler alınmaktadır. Memleketimizde Fenestrasyon ameliyatı ilk olarak yapılmaktadır."

İlave edildiğine göre, dünyada ilk defa, akan ve kemik iltihabı olan kulaklara fenestrasyon ameliyatı Türkiyede ve Cerrahpaşa hastahanesinde yapılmıştır.

Dr. Nejat Kulakçının verdiği izahattan anlaşıldığına göre, bizde yapılan fenestrasyon ameliyatının esası şudur:

İlk önce akan kulak açılmakta ve iltihaplı kısımlar penisilin ve diğer ilâçlarla tedavi edilerek akıntı ortadan kaldırılmaktadır. Bundan sonra -kulakta zar olmadığı ve orta kulaktaki kemikçikler hareket edemediği için- orta kulakta bir pencere açılmakta ve kulak arkasından kesilen deri bu pencereye dikilerek yeni bir kulak zarı yapılmaktadır.
Ameliyatın tatbiki ne kadar mühim ve Türkiyede bir adım daha ileri götürülmesi memnuniyet verici ise, Cerrahpaşa hastahanesinde kulak, burun, boğaz hastalıklarına ancak altı yatak ayrılabilmiş olması da o nisbette hazindir. Yer bulamayıp geri dönen hastaların çokluğu göz önüne getirilirse, yatak adedinin arttırılması lüzumu kendiliğinden belli olur.

Bütün Türkiye, Sayı 11, Yıl 1, Cilt 2, Nisan 1951, sayfa: 480-81.

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder